Hz. Ali efendimiz ‘Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır ’der. Suskun kalanlarda haksızlığı yapandan daha büyük vebal altındadır. Bartın’da yaşanan Ç.K vakası ve İnkum sahillerine vuran iki Yunus. Ç.K henüz 15 yaşında SESSİZ BİR ÇIĞLIK, herkes konuştu, birçok insan yazdı. Yaşananlara farklı farklı yorumlar geldi. Kimisi abartıldı dedi, kimisi gerçekler saklanıyor dedi, yapılan açıklamalar farklı farklı yorumlandı. Yaygın medyamız Bartın’da diye başlayan birçok haber yaptılar. Âmâ Ç.K suskun kaldı. Sonra sahillerimize iki Yunus düştü. İki yavru Yunus, iki kurşun ile suskunlaştırılan. Hâlbuki çocuklar gibi şendiler Karadeniz’de yosunlarla eğlenir, martılara nispet ederlerdi. Bir anda karardı deniz onlara tıpkı Ç.K gibi. Sessiz Çığlıkları duyanlarda oldu. Yürekli insanlar uzaklardan yazdı. Burcu Karakaş duydu sessiz çığlığı İstanbul’dan atladı geldi konuşulmayanları, anlatılmayanları aradı. Köşe yazarları, haberciler, uzmanlar, hukukçular herkes konuştu. Ç.K sustu. Ülkemizde binlerce SUSKUN yürek gibi. Duyulmayan, duyurulmayan, saklanan, yok sayılan binlerce Ç.K var. Kanunlar, cezalar, uygulamalar, yapılan haberler, oluşan kamuoyu bu kanayan yarayı durduramadı. Mutlu insanlar ekran başlarında sadece izledi. Zaten başkaları acı çekerken mutlu olabilen bir toplum olduk. Ç.K iki harf bazıları için akşam dizisini kaçırmaması lazım ya da futbol karşılaşmasını. Sessiz Çığlığı TBMM’de duymaz.4+4+4 tartışmaları, genel kurulda kavga eden vekillerimiz ülkenin dört bir yanından gelen çığlıkları duymaz. Anadolu’m yıllarca bağırdı’ ’Ankara, Ankara duy sesimizi’’ diye de Ankara sağır kaldı çoğu zaman. Ne zaman ajanslara bir Ç.K vakası düşse ardı sıra açıklamalar gelir. Yeni kanunlar, artırılan cezalar ama önü kesilemez. Yitirilen hayatlar ve mağdur edilmiş bir nesil. Peki, bize ne oldu? Hak çeşmesinden beslenen ye sevi, Mevlana, Yunuş torunlarına ne oldu? Sevgi ve şefkat toplumu nereye gitti. Koruyan, kollayan, İnsanı yaşat ki devlet yaşasın diyen Edebali nesline ne oldu? Sokaklarımızda bayanlarımız neden rahat dolaşamıyor? Kimsesiz, sahipsiz çocuklarımız neden saldırıya uğruyor. Bu memlekette asgari ücret düşük, mazot neden pahalı diye sormuyorum, NE OLDU BİZE DİYORUM? Zamanı ilmik, ilmik yürekleri ile işleyen o nesle ne oldu? Hakkı hakça seven o nesil nerede? Her gün şiddet haberleri, her gün tecavüz haberleri ve bir tarafta dizi dizi SUSKUNLAR. Bu memlekette aileler çocuklarını rahat sokağa salamaz oldu. Herkes tedirgin değil mi? Nasıl kendi çocuklarımız en değerlimiz ise, nasıl onları gözümüzden sakınıyorsak ya Ç.K’ lar.

Sorular uzar gider. Ç.K vakalarında suçlu kim? Olayların failleri mi? Koruyamayan devlet mi? Duyarsız kalan toplum mu? Yozlaştırılan değerlerimiz mi? Etrafımızı saran sosyal bir yara var. Her gün sessiz çığlıklar yükseliyor. Bize sesleniyor Ç.K tüm acılarıyla, yaşadıklarıyla, o boğazına düğümlenen kelimelerle, anlatamadıklarıyla bize sesleniyor. Şimdi bizler bu yazıyı okuyanlar olarak soralım tüm soruları, sonra cevaplarını arayalım. Ya haksızlık karşısında sessiz kalacağız ya da haksızlığa hakça karşı koyacağız. Ve şimdi uzaklardan sesler var, sesimize ses verenler var. Tarih 2012 yılının Mart ayı…iki Yunus kurşunla vuruldu, Ç.K sessiz bir çığlıkla haykırdı ve memleketimin mutlu insanları adım adım kaldırımlarda yürüyüp akmaya devam ediyor bir başka ÇIĞLIĞA doğru…