Yine şahane bir kitapla karşınızdayım. Bazı kitapları elinizden bırakmak istemezsiniz bazıları ise okumamanız için direnir adeta.Bu kitabımız tabiri caizse bir solukta okuyacağınız bir kitap.Hele birde sevdiğiniz biriyle okursanız tadından yenmez.
Kitabımızın kahramanı tek ; Piraye. İdealist sosyalist bir karakter. Herkesin hakkıyla çalışması ve kazanması gerektiğini savunuyor. İsmi noktasında babasını sıkıştırınca babasının koyu bir Nazım Hikmet taraftarı olduğunu ve Nâzım Hikmet’in eşinin ismi Hatice Piraye. Bunu koyacak kadar şiir sevdiğini öğreniyor. Kitabın sonunda hayal ürünüdür yazsa da bir çoğumuzun etrafında karakterlerin yaşantısından parçalar bulmak mümkün. Zaten en iyi hikayeler de gerçek hayattan çıkar derler. Ve değerli tek hikaye vardır; o da bedelini senin ödediğin hikaye. Yoksa kimse kimsenin hikayesine aldırış etmiyor dönüp bakmıyor. Piraye’miz de Marmara üniversitesi diş hekimliği fakültesini kazanmış genç hayatı daha toz pembe. Ama doya doya yaşamaya kararlı. Arkadaşlarını ise sadece arkadaş olarak görüyor. Zaman ilerledikçe ciddi ilişkiler içinde bulunuyor. Ömer var çok şey paylaştığı ve çok güzel vakit geçirdiği. Mutlu huzurlu yanında kendisini rahat hissettiği. Ama ciddi ilişkileri engelleyici olarak sayıyor ve Ömer ile yolları ikisinin inadı yüzünden ayrılıyor. Yıllar sonra şu soruyu sormuştur kendine. Acaba ikimizden biri inadından vazgeçseydi her şey daha mı başka olacaktı. Bütün hayatını şekillendirecek olan karara imza atıyor. Hepimizin yaptığı şey aynı aslında bir karar verdiğimizde onun bütün hayatımızı sardığını hayatımız olduğunu biliyoruz.
Bu kitabı sevdiğiniz biri ile okumanızı tavsiye ederken Nazım Hikmet’in eşi Piraye için yazdığı bir şiir ile bitiriyorum sözlerimi
Sende yüreğim var; canım var
Aklım fikrim var. Sende herşeyim var….
Selametle .