Amara'da 41 kişinin hayatını kaybettiği, 11 kişinin yaralandığı olaya ilişkin ön raporda, 'İş kazası, eksi 320 kalın damar tavan yolundaki patlatma çalışma kaynaklı olarak meydana gelmiş, grizu ve kömür tozu patlamasını içeren bir patlamadır' ifadesine yer verildi. 

İlgili Foto Galeriye Git

41 madencinin hayatını kaybettiği kazanın bilirkişilerce hazırlanan Ön Raporu savcılığa sunuldu.

Maden, jeoloji, jeofizik, elektrik ve makine mühendisleriyle iş güvenliği uzmanından oluşan 7 kişilik bilirkişi heyetinin hazırladığı 28 sayfalık ön inceleme raporu, Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim edildi.

41 kişinin hayatını kaybettiği, 11 kişinin yaralandığı olaya ilişkin raporda, 'İş kazası, eksi 320 kalın damar tavan yolundaki patlatma çalışma kaynaklı olarak meydana gelmiş, grizu ve kömür tozu patlamasını içeren bir patlamadır' ifadesine yer verildi. 

'HAVALANDIRMA SİSTEMİ YETERLİ VE ETKİLİ OLSAYDI OLAYIN MEYDANA GELMESİ ÖNLENİRDİ'

Raporda ‘Havalandırma’ başlığı altında, hayata geçmeyen yatırım ve iyileştirmelerin kazanın meydana gelmesinde önemli rol aldığı ifade edilerek, şu değerlendirmede bulunuldu: 

"TTK'ye bağlı Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi'nde maden havalandırmasının iyileştirilmesine dair hayata geçmeyen yatırım ve iyileştirme projeleri, kazanın meydana gelmesinde önemli rol oynamıştır. Yetersiz ve etkisiz havalandırma sistemi olayın meydana gelmesindeki en temel unsurdur. Ocak içinde yeterli miktarda ve hızda hava dolaşımı sağlanamamış, bu nedenle yanıcı, patlayıcı gazları ve tozları insanların çalıştığı ve bulundukları yerlerde seyreltme ve hızla ortamdan uzaklaştırma görevi yerine getirilememiştir. Merkezi gaz izleme sisteminden alınan veriler incelendiğinde metan seviyelerinin müteakip defalar uzun süre boyunca yüzde 1,50 ve yüzde 2'nin üstünde kaldığı, neredeyse rutin olarak yüzde 1,50'yi, düzenli olarak da yüzde 2'yi aştığı için potansiyel patlayıcı metan seviyeleri oluşmuştur. Teknik olarak metan gazının alt patlama limiti olan yüzde 5'i geçtiği durumlar da yaşanmıştır, ancak tertip defterler incelendiğinde ikaz ve alarm seviyelerinde maden ocağının kısmen dahi olsa boşaltılması yönünde bir önlem alındığı ve üretim miktarlarında bir azalma olduğu görülmemiştir. Havalandırma sistemi yeterli ve etkili olsaydı olayın meydana gelmesi önlenirdi."  

‘METAN DRENAJI UYGULAMASI HAYATA GEÇİRİLMİŞ OLSAYDI KAZA ÖNLENEBİLİRDİ’ 

Raporda ‘Metan Drenajı’ başlığıyla ilgili açıklama şöyle:

"TTK'ye bağlı ocaklarda metan drenajı uygulaması yapılmamaktadır. Bu durum yaşanan kazanın, yetersiz ve etkisiz havalandırma ile birlikte temel nedenlerinden biridir. Metan drenajı uygulaması hayata geçirilmiş olsaydı meydana gelen kaza olayı önlenebilirdi." 

‘TOZLA MÜCADELE ETKİN YAPILSAYDI KAZANIN ETKİSİ DAHA AZ OLABİLİRDİ’ 

Rapordaki ‘Kömür Tozu Mücadelesi’ başlığında tozla mücadelenin etkin yapılması durumunda kazanın etkisinin daha az olabileceği açıklanarak, şu değerlendirme yapıldı: 

"Eksi 320 kalın damar galerisinde meydana gelen grizu patlamasının kömür tozu patlaması ile ocağa yayılması, yaşanan kazanın boyutlarının ve etki mesafesinin artmasına sebebiyet vermiştir. İşletmede kömür tozu ile mücadele konusunda hazırlanan yönergenin bulunmuş olması, işletme yetkililerinin de riskin farkındalığına işaret etmektedir ancak grizu patlamasının kömür tozu patlamasına eşlik etmiş olması, yapılan tozla mücadele çalışmasının yetersiz olduğunu göstermektedir. Tozla mücadele etkin yapılsaydı meydana gelen kazanın etkisi daha az olabilirdi." 

‘DENETLEME MEKANİZMASININ GEREKEN ETKİNLİĞİ SAĞLAYAMADIĞI GÖRÜLDÜ’ 

Raporda, "Denetleme mekanizmasının gereken etkinliği sağlayamadığının net görüldüğü, bunun da kazanın meydana gelmesinde etkisi olduğu" açıklandı.