BEYAZ BİR ÖRTÜNÜN ALTINDA ESİR KENT BARTIN

Balkanlardan mı yoksa Karadeniz’den mi geldi bu beyaz örtü sarıp sarmaladı bizi ve kentimizi. Kapalı yollar, elektriksiz köyler, karla mücadele hepsi bir yana bu kentte beyaz çok yakıştı. Esir kaldık. Doğa ana kendi hükmünü yeniden uyguladı ve beyaz bir gelin gibi bembeyaz bir Aşkla bizi kendine bağladı. Karlı kayın ormanında yürüdük ,Ulus’un yüksek yaylasında, Arıt deresinden bir ceylan bize geleyazdı. Amasra deniz mavisi beyaza çaldı Tavşan Adası’ndan, Kurucaşile’de bir deli doğan uça yazdı beyaza boyanan kanatlarıyla.



Ya Ayakkabısı Olmayanlar

Bu beyaz düş neşeli bir o kadar da hüzünlüdür hey dost. Sıcak evlerimizde külkedisi masalları misali kar tanelerinin düşe yaza danslarını izlerken kentin delisi üşümez mi. Hey sen ayağında yırtık pabucuyla gülüyorsun hey adam. Sen üşümez misin? Hey sen kar altında kalan gül yüzlü adam sen üşümez misin? Anlamam dediğin sözü. Elini açıp bir lokma dilersin benden ya da tütün yanığı bir cigara mı istersin? Haydi mutlu insanların kenti Bartın sen şarkını söyle kendince şen şakrak bir makamda. İnsanlar var bu kentte sana göre deli, ama kendince divane insanlar. Simdi beyaz bir örtünün altında bu kent, haber ajanslarında Bartın’da tipi uyarısı var. Ve sen bu soğukta bile gülen adam. Uzattık elimizi sana sıcak bir yürekle tut da ısın diye. Uzak durma bize hey can. Şende Allahın bir kulusun. Ayağında yarım ayakkabınla sende Bartınlısın…..

Karlar Altındasın Esir Kent
Beyaz en çok sana yakıştı Bartın
Şimdi narin bir gelinlik içinde AŞK adın
Partenyus sana kollarını açmış nazlı akar
Kar taneleri tek tek düşerken sinene
Gecelerin yarı aydınlık sabaha Bartın
Çocuklar şen sokaklarında kendince
Kaldır başını neden bu kadar suskunsun Bartın
Bilirim karlar altındasın esir kent
Söyle haydi AŞK yürekli kent türkünü kendince
‘’burası Bartın gülüm, günü gününden karlı
Şu Ocak ayında bir sana hasretiz bir de bahara’’