Gazi Mustafa Kemal Atatürk veciz sözünde ‘’Tarihini bilmeyen milletler başka milletlerin avıdır’’ der. Türk Milli Eğitim sistemi özellikle 80 sonrası başında bulunan’’MİLLİ’’ ibaresini rağmen yeni nesle TÜRK tarihini, dünya tarihini ve İslam tarihini yeterince öğretememiştir. Balkan Savaşlarından itibaren, 1.Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı, 2. Dünya Savaşı, Kore Harbi, Kıbrıs Barış Harekatı,Soğuk Savaş, 12 Eylül darbesi gibi birçok önemli olayı bugün 20’li, 30’lu yaşlarda bulunan nesil bilememektedir.2012 yılında öğretmek içinde bir çaba görülmemektedir.
1915 ERMENİ OLAYLARI
1.Dünya savaşı sırasında yaşanan birçok sıcak gelişmeden biride Ermeni olaylarıdır. Yüzyıllardır bir arada yaşayan İmparatorluk halkları emperyalist güçlerin etkisi ile İstanbul’a payitaht da isyan etmişdir.Osmanlı’nın Ermeni tebası bunların en başında gelerek Rusya ile işbirliği yaparak Doğu illerimizde Van, Erzurum, Kars başta olmak üzere askerlerimizi ve sivil vatandaşlarımızı arkadan vurmuştur. Başkumandan Vekili Enver Paşa ,İçişleri Bakanı Talât Paşa'ya 2 Mayıs 1915'te gönderdiği bir telgrafta, Rusların 20 Nisan günü, kendi sınırları içindeki müslümanları perişan şekilde sınırlarımıza sürdüğünü bildiriyor; Van civarındaki Ermenilerin isyanına da atıfta bulunarak, Ermenilerin de (Rusların Müslümanlara yaptığı gibi) ya Rus sınırına sürülmesini ya da başka yerlere dağıtılmasını öneriyordu. Bunun üzerine Talât Paşa, sorumluluğu bizzat yüklenerek, Ermenileri Rusya'ya doğru sürmekten daha insani bir seçenek olan tehciri başlattı. Bir süre sonra da sorumluluğu paylaşmak için, 30 Mayıs günü konuya ilişkin bir geçici yasa çıkarılmasını sağladı. Böylece komutanlara, asayişi bozan, silahlı saldırgan ve direnişçileri, tecavüz ve direnişleri sırasında imha etme; casusluk ve vatana ihanet eden köy ve kasaba halkını tek tek veya toplu halde başka yerlere sevk ve iskan etme yetkileri verilmekle, tehcir işi orduya devredildi. Rus ordusunun ilerleme hattı üzerinde bulunan bu en büyük Ermeni grubun içinden çıkan terörist ve çetelerin Osmanlı ordusunu arkadan vurması, lojistik yollarını kesmesi, Müslüman yerleşim birimlerinde katliamlara girişmesi, tehciri askeri açıdan kaçınılmaz kılıyor. Bu nokta, tehcir kararının altında yatan nedenin, ülke savunması ve toprak bütünlüğü ile Türklerin can güvenliğini koruma olduğunu gösteriyor
OSMANLI ERMENİLERİ KORUDU
Ermeni tehciri sırasında, Ermenileri korumayan, onlara saldıran, mallarını çalan vb. 1.397 kişiye, tehciri yapan hükümet tarafından, yarısından fazlası idam olmak üzere, çeşitli ağır cezalar verildi. Kısaca, tehcir bir grubu, ne grup niteliğiyle ne de başka bir nedenle yok etmek amacıyla değil, Rus işgal ordularıyla işbirliğine girmiş olan; bu çerçevede kılavuzluk ve casusluk yapan; isyanlar çıkaran; birlikleriyle Osmanlı ordusuna saldıran; lojistik ve haberleşme hatlarını kesen; terörist gerillalarıyla Türk-Müslüman yerleşim birimlerine saldırıp katliamlara ve etnik temizliğe girişen Ermenileri Doğu Cephesi'nden ülkenin güneyine, savaş dışında kalan bir bölgeye taşımak amacıyla yapıldı. Tehcirin bu askeri gereklilik yönü, bugün geçerli olan hukuka da uygun. Tehcirin nedeni açık ve kesin biçimde askeriydi ve Türk-Müslüman nüfusun varlığı ve güvenliğini sağlamakla ilgiliydi.
ASALA TERÖRÜ
Yakın tarihimizde Türklere yönelik, başta ASALA olmak üzere Ermeni terör örgütlerinin saldırıları, 1973 yılında başladı ve aralarında diplomatlar, güvenlik görevlileri ve işadamlarının da bulunduğu 41 Türk vatandaşı katledildi.Bugüne kadar hiçbir Batı toplumu bu olaylara tepki gsötermedi.Yine Asala’nın merkez komistesi 80 yıllarda bilinçli bir şekilde PKK terör örgütünün üst düzey yönetiminde yer aldı.Bugün örgüt içinde en kanlı saldırıları yapan guruplaın başında Ermeni asıllı Suriyeli örgüt üyeleri bulunmaktadır.Şimdi tarihimizi öğrenmeden istediğimiz kadar bağıralım.İlk önce tarihimizi iyi öğrenceğiz.O zaman Ermeni değil TÜRK olduğumuzu iliklerimize kadar hissederiz.