BARTIN’da, özel bir bakım merkezinde kalan engellilere kötü muamele ve işkence yapıldığı, bir engellinin de hayatını kaybettiği iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada tutuklanan 4 hastabakıcının ifadelerine DHA ulaştı.
Kentteki özel bir bakım merkezinde kalan engellilere kötü muamele ve işkence yapıldığı iddiasıyla Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın, Bartın Valiliği’ne 4 Mart’ta gönderilen 3 ihbar mektubuyla başladığı ortaya çıktı.
İhbar mektupları üzerine Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla Bartın Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından başlatılan araştırmalar 4 ay boyunca büyük bir gizlilik ile yürütüldü.
Bakım merkezindeki güvenlik kameralarını yaklaşık 1,5 ay boyunca tek tek izleyen polis, elde edilen deliller doğrultusunda hastabakıcılar Hüsnü Güvenç, Yasin Aygün, Sercan Aksu ve İsmail Taflan’ı gözaltına aldı.
Yatalak olan Mehmet Eratik’in banyoda tazyikli su tutarak ölümüne neden olduğu öne sürülen Hüsnü Güvenç ile 3 hastabakıcı, sorgularının ardından sevk edildikleri adliyede, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Şüpheli hastabakıcılardan Yasin Aygün’ün de Soner A. adlı engelliyi, güvenlik kamerası bulunmayan sigara odasında, sandalyeye bağlayarak dövdüğü öne sürülen soruşturma dosyasındaki ifadelere DHA ulaştı
Tutuklu hasta bakıcı İsmail Taflan ifadesinde, “Bu merkezde 9 aydır çalışıyorum. Mehmet Eratik olayıyla ilgili herhangi bir bilgim yok. Yusuf B. ise merkezimizde kalan bir engelli. Bu kişinin yaralanmasıyla ilgili de bilgim yok. Diğer engelli Necat K. ise beni itekledi. Ben de kendisini sakinleştirmek için boynuna elimi attım. Bu sırada düştü. Bazen onlarla şakalaşıyordum. Ancak engelli Mehmet K.’ye karşı yaptığım eylem nedeniyle çok pişmanım” dedi
‘ÖLÜMLE ALAKAM YOK’
Mehmet Eratik’in ölümüyle suçlanan hastabakıcı Hüsnü Güvenç ise, şunları söyledi:
“Merkezde bakım personeli olarak görev yapmaktayım. Engelli bireyler sık sık düşmek ya da herhangi bir yere çarpmak suretiyle yaralanıyorlar. Görevi teslim aldığımda, tüm katlarda sorumluluğumda bulunan erkek engellileri kontrol ederim. Bu kontrollerde erkek engelli bireylerde gözle görülebilen yerlerinde herhangi bir yaralanmaya tanık olmadım. Nöbetimde meydana gelen yaralanmalarda ise kendim müdahale ederim, mutlaka tutanak tutarım.
Mehmet Eratik’in yutma olayı yoktu. Mideye bağlanan tüple besleniyordu. Solunum sıkıntısı vardı. Şu an tarihini hatırlamadığım bir gün yanımda Rüştü adlı çalışanla birlikte banyo yaptırdık. Banyo bitimi, Mehmet Eratik’in, üstü çıplak vaziyette tekerlekli sandalyeye koyduğumuzda nefes almakta zorlandığını gördüm. Kontrol amaçlı kolunu çimdikledim.
Sonra odaya götürdük. Burada da müdahale ettim. Merkezin sağlık görevlilerine haber verdik. Müdahale sonrası, olumsuz bir şey yaşanmasın diye başında bekledim. Bu yaptığımız işlemleri tutanağa dökerek, imzaladık. Bir gün sonra işe geldiğimde, sorumlu müdürü E.D., odasına çağırdı. Mehmet Eratik’e yaptığımız müdahalenin şiddet olduğunu, banyo fıskiyesi ile Eratik’in ağzına su tuttuğumu iddia ederek, savunma istedi. Savunmamda müdahalemin ilk ve acil yardım olduğunu belirttim. İlkyardımı bilirim. Mehmet Eratik’in öldüğünü çalıştığım merkezde öğrendim. Soner A. da merkezimizde kalan engellilerden. Agresif, saldırgan, kendisini ifade edemeyen, kişisel ihtiyaçlarını çoğu zaman kendisi gideremeyen bireydir. Kendisine zarar verebilir. Bağlanma raporu var. Benim de bağladığım olmuştur. Soner’in, nöbetlerimde düşme ve çarpma gibi nedenlerden yaralandığı olmuştur. Soner’e benim dışımda, İsmail Taflan ve Yasin Aygün’ün darp ettiği iddiasıyla ilgili de savunma vermiştik. Soner A.’nın gözündeki morluğun nedeni, sağlıkçının söylediğin kadarıyla İsmail Taflan’ın nöbeti sırasında düşmesi.”
‘SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM’
Tutuklu Sercan Aksu da, “Benim merkeze geldiğimde alkollü olduğum ve sigara odasında bazı çalışanların yanına giderek, ‘Bugün Yusuf’u dövemedim, Yusuf’u döverken bazayı kırdığım’ iddiaları öne sürülmektedir. Bu tamamen yalandır. Yusuf zayıf bir engellidir. Eğer bazaya vursam her yeri kırılır. Söylenilenler yalandır. Alkol de almadım. Sigara odasında kamera olmadığı için bazı hastaları oraya götürerek, işkence yapıldığı iddiasına da katılmıyorum. 20 Haziran 2020 tarihinde ailevi sebeplerden dolayı istifa ettim. Engelli bireylere kötü muamelede bulunmadım, suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
Şüphelilerden tutuklu İsmail Taflan ise, “Ben Mehmet K. adlı engelli hastaya gerçekleştirdiğim eylem için daha sonra vicdanen rahatsız oldum. Kendi kendime düşündüm, benim de çocuğum var diye. Benim çocuğum da beni bakımevine koysa bende aynı durumda olsam diye, pişman oldum. Ben yaptıklarımdan dolayı pişman oldum. Benim kurumda kalan engelli bireylere fiziksel bir müdahalem olmamıştır, engelli bireylerin yaralanmasına sebep olan bir müdahalemde olmamıştır” şeklinde konuştu.