Bartın Platformu bir basın açıklaması yaparak  "Çinli Ortak’ Hikayelerine Karnımız Tok Amasra B Taşkömürü Sahası Hattat’tan geri alınmalı ve TTK tarafından İşletilmelidir" dedi.

Bartın Platformu'nun basın açıklaması:

Bartın Milletvekili Sn. Yılmaz Tunç’un geçen hafta Hattat Holding’e ait tesislerde bir Çin firması olan China Coal ile bir araya geldiklerini açıklaması ve bunun ardından, Hattat Holding’in yeni bir Çinli ortak bulduğu, bu ortakla Amasra B sahasında kömür çıkaracağı, bunun için de 2000’e varacak sayıda işçi alacağı yönündeki haberlerin yayılmaya çalışıldığını görünce Bartın Platformu olarak bu açıklamayı yapma gereği duyduk.

1. Bilindiği gibi, Hattat Holding 2006 yılında EPDK’dan Amasra’ya kurmak istediği termik santral için HEMA (Hattat Enerji ve Maden A.Ş.) adı altında üretim lisansı almıştı. Bu lisansın süresi birkaç kez uzatılmış olmasına rağmen, şirket yapması gereken işlemleri tamamlamamış ve lisans süresi 11 Kasım 2019 tarihinde dolmuştur. 

2. Buna ek olarak, Hattat Holding 2005 yılında taşkömürü çıkarmak için Türkiye Taşkömürü Kurumu’ndan kiraladığı Amasra B sahasından, aradan 15 yıl geçmesine rağmen, bir kilogram taşkömürü çıkarmamış ve bu gecikmeden kaynaklanan tazminatları devlete ödememiştir. Hukuksuz şekilde defalarca uzatılan “Rödovans Hazırlık” süresi de 22 Mayıs 2019’da bitmiştir. Şirkete bundan sonra yeni bir uzatma süresi verilmesi ise yine hukuka aykırı olacaktır. 

3. Hattat Holding’in termik santral yapmak istediği Tarlaağzı ve Gömü köylerinin termik santral inşası için uygun olmadığı hem idare, hem de mahkemeler tarafından tescil edilmiş ve ÇED süreçleri ve ÇED olumlu kararları defalarca iptal edilmiştir.

4. 06/10/2016 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ÇED olumlu kararı verilen Hema Termik Santrali Projesi 26/12/2018 tarihinde Danıştay 14. Dairesi tarafından “oy birliğiyle” iptal edilmiştir. Buna rağmen, şirket 2019 yılında termik santralin adını değiştirip Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na tekrar ÇED başvurusu yaparak yeni bir ÇED süreci başlatmıştır.

5. 1/100 bin ölçekli Zonguldak-Bartın-Karabük Çevre Düzeni Planı’nda termik santrale yer açmak için 2016 yılında yapılan plan değişikliği kararı hakkında 07/11/2019  tarihinde Danıştay 6. Dairesi tarafından “Yürütmeyi Durdurma” kararı verilmiştir. Bu karar var olduğu sürece 2019 yılında yapılmış olan yeni termik santral ÇED başvurusunun bakanlık tarafından kabul edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, bakanlığın bu başvuruyu geciktirmeden geri çevirmesi gerekmektedir.

6. Zonguldak İdare Mahkemesi, platformumuzun açtığı davalar üzerine, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı’nda Amasra’da termik santral inşa edilebilmesinin önünü açmak için yapılan değişiklikleri 17.09.2020 tarihinde “planlama esasları, şehircilik ilkeleri, imar mevzuatı ve kamu yararına uygun olmadığı”nı tespit ederek iptal etmiştir.

Bu gelişmeler yaşanırken, 2005 yılında Türkiye Taşkömürü Kurumu’ndan kömür çıkarmak için kiraladığı Amasra B sahasında aradan geçen 15 yıla rağmen bir kilogram kömür dahi çıkarmamış olan,  işçilerinin ücretlerini dahi ödemeyerek işten atan Hattat Holding’in yerel siyasetçiler ve devlete verdiği sözleri bile tutmaktan Hattat gibi aciz bir şirket ile çalışmaktan çekinmeyen ve halkın 10 yılı aşkın bir süredir devam eden itirazlarını duymazdan gelen kim bilir kaçıncı Çinli ortak üzerinden, yeniden işçi alımı yapılacağı söylentileri yayarak kamuoyu oluşturmaya çalışılması, Bartın-Amasra halkı olarak daha önce de gördüğümüz başarısız bir senaryonun tekrar oynanmaya çalışılmasından başka bir şey değildir. Hatırlarsanız 10 yıl önce de 11 bin işçi alacakları söylentisini yayıyorlardı. 

Yerel politikacıları bu konuda adım atarken dikkatli olmaya çağırıyoruz: Hattat Holding Çinlilerin kafasında “Arkamızda Türkiye Cumhuriyeti devleti var” imajı oluşturmak için sizi kurduğu oyuna dahil etmeye çalışıyor. “Ben kömürcü değilim ki, santral olmazsa ben kömürü ne yapacağım”diyen Mehmet Hattat finansman bulabilmek için daha önce de birçok yabancı banka ve finans kurumuna başvurmuş, farklı zamanlarda 10’a yakın farklı yabancı sözde ortağını kamuoyuna tanıtmıştı. Fakat süreç içinde ne maden ocakları için, ne de termik santral için finansman veya ortak bulabilmişti. Bunlar Hattat’ın son çırpınışlarıdır. Çünkü,Bartın-Amasra halkının termik santrale karşı gösterdiği güçlü irade ve mahkemelerimizin daha önce vermiş olduğu kararlar Amasra’da termik santral kurulması olasılığını kesinlikle ortadan kaldırmıştır. O halde termik santral yoksa, “kömürcü olmayan” Hattat’ın kömür çıkarması için de bir neden yoktur.

Bölgemizin turizm, tarım, orman ve balıkçılığa dair tüm üretim biçimlerini tehdit eden Hattat’ın şimdi de taşkömürü üretimindeki Amasra Taş Kömürü İşletme Müessesine ait kaynak, tecrübe ve birikimi tehdit etmesi son noktadır. Yerli ve milli söylemiyle siyaset yapan yerel politikacıların bölgenin işsizlerine, mağdur edilen yüzlerce Hema çalışanına sahip çıkmak yerine Çinli firmalarla poz vermesi kamu vicdanını sızlatmıştır. Unutmamak gerekir ki; Mehmet Hattat’ın Soma faciasından sonra yapmış olduğu “Ben yer altında Türk işçi çalıştırmıyorum, sadece Çinli işçi çalıştırıyorum” açıklaması hala hafızalardadır.

Amasra B Taşkömürü Sahası HATTAT’tan geri alınsın

Bir kez daha hatırlatıyoruz; 15 yıldır Amasra B sahasından bir kilogram taşkömürü çıkaramayan, taşeron işçi çalıştıran, çalışanlarını iş sağlığı ve güvenliğinden yoksun bırakan, işçilerin hak ettikleri çifte maaşı vermemek için aylarca direnen, yüzlerce işçiyi bir anda işten atmakta hiç bir beis görmeyen, attığı işçilerin tazminatlarını vermeyen veya geciktiren Hattat Holding’e artık Amasra’da hiçbir şekilde yer yoktur. Hattat Holding tasını tarağını toplayıp Amasra’dangitmelidir. Bunun yanı sıra, Amasra’da termik santral yapımından bir an önce vazgeçilmelidir.  

Termikçi şirket Hattat Holding’le yapılmış olan Amasra-B sahası rödovans sözleşmesi iptal edilmeli, bu sahadaki taşkömürü Türkiye Taş Kömürü Kurumu tarafından işletilmelidir. Böylece, yöremiz gençleri istihdam güvenliği olan gerçek bir işe sahip olabilir, iş güvenliği bakımından daha sağlıklı koşullarda çalışma olanağı bulabilirler. Yerel politikacılara düşen görev yöremizin geleceği için bu yönde bir sorumluluk üstlenmeleri ve Amasra B sahasının TTK tarafından işletilmesini sağlamak için çaba göstermeleridir.