YILBAŞI KUTLAYALIM (MI?)
Yeni bir yıla miladi (2018'e) hazırlıklar başladı sanırım.
Her sene olduğu gibi yılbaşı adı altında medyada reklamlar dönmeye ve bazı dizilerde konuyu işlemeye gündemde tutarak algı operasyonuna başlarlar.
Batı kültürü olan noel baba geleneği bizlerde de noel baba kıyafetleriyle halkımızın yoğun olduğu merkezi yerlerde çocuklara şeker çikolata dağıtarak genç nesillere alıştırmalar yapılmaktadır.
Bizi fıkralarıyla güldüren güldürürken düşündüren merhum Nasreddin hocamızı da rahmetle anıyorum.
Onu da yılda bir defayla göle maya çalması ile hatırlıyoruz.
Fıkralarıyla onu anlatarak genç nesillere aktarabiliyor muyuz?
Yılbaşı eğlencesi adı altında çam ağaçları kesilip evler süslenmeye başlanır.
Her yıl olduğu gibi bu yılbaşında da kim bilir kaç bin kaç milyon milyar çam fidanı katlıamı yapacaklar.
Fakat kimse bunun bir katliam olduğunu gündeme getirmiyor ve bu konuda bir aktivitede de bulunmuyor.
Geçmişte Taksim'de birkaç ağaç kesiliyor diye kıyamet koparanlar bu katliama da bir el atıverseler.
Bakalım bu ağaç katliamına dur diyecek uluslar arası destekci ve sponsorlar da çıkacakmı.
Yılbaşına özel binlerce kaz kesime hazırdır sanki kaz bayramı.
Mübarek Kurban bayramımızda kurban kesilmesini kabullenemeyenler, hayvan hakları savunucuları yılbaşı menüsü için ne sipariş vermişlerdir acaba?
Sanki olmazsa olmaz.
Piyango bileti.
Adına da Milli piyango koymuşlar.
Şekli şemali ne olursa olsun piyango kumardır, kumarsa haramdır.
Haram ile milli kelimesinin birlikte olması da hoş değil .
Piyango yılbaşında sanki haram değilmiş gibi mübah haline getirilmiş.
Özet olarak.
Yilbaşı ve benzeri yabancı adet ve kültürlerin amaç ve hedefi medya ve reklam destekli modernlik adına bizleri kültürümüzden koparmaktadır.
Unutmayalım ki kendi kültürünü bilmeyen ve yaşamayan toplumlar, başka kültürlerin etkisinde kalarak asimile olurlar.
Kendi kültür ve geleneklerini yaşamayan ve yaşatmayan asimile olan toplumların başkasına faydası olmadığı gibi kendileride toplumda problem haline gelirler
Bizim kültür, gelenek ve özel günlerimizi yaşamaya çalışan ve kutlayan bir baska topluma şahit olan var mı?
Keşke demeden önce.
Kültür, spor dernekleri ve diğer sivil toplum kuruluşlarmız (STK) lar da yılbaşı altarnatif gece organize edip gençleri davet etmeliler.
"Sevgili gençler"
Daha öncede çeşitli platformlarda da hatırlatmıştım.
Yılbaşı eğlencesi adı altında sahte dostlar tarafından maalesef Sigara, Alkol, Bonzai ve Esrar gibi uyuşturucularla tanıştırılma şansınız yüksek.
Sakın bir defayla birşey olmaz demeyin.
O bir defa çok şeylerin başlangıcıdır. Unutmayın büyük yangınlar küçük kıvılcımlarla başlar.
Ailenizle ve gerçek dostlarınızla birlikte olmaya calışın. Viruslu ortamlardan uzak durun.
Çevrenizdeki acımasızlara sakın fırsat vermeyin.
Gençler! Sakın bana birşey olmaz diyerek geleceğinizi kötü birşekilde sonlandırmayınız.
Lütfen hayatınıza sahip çıkın. Bu bir hatırlatma herkesin özeli kendine aitdir.
Kişi yaşam tercihini istediği gibi yaşamakta serbestdir ve istediği gibi yaşar.
Fakat kişi istediği gibi değil, istenildiği gibi hesaba çekilir.
Hatırlatma.
Yaklaşan yılbaşı nedeniyle bu yazımızı öne aldık.
Teknoloji ve yan etkileri diye başladığımız yazımıza inşallah devam edeceğiz.
Eşinin özeline mahremine dahi saygısı olmayan paylaşımlar yapabilenler, fakat onunla hala aynı evi ve sofrayı paylaşabilenler ailelere yön verebilir mi?
Eşine saygı duymayanlar sana, ailene saygı duyabilir mi, insan ve aile onurundan bahsedebilir mi? Yazdıklarımız kişi ve sahıslara özel değildir.
Durumdan vazife çıkarmaya gerek yok.
Dostça selamlarımla...