TULAREMİ...

Abone Ol


1920 yıllarında Kaliforniya'nın Tulare bölgesinde sincaplarda görülen veba benzeri bir salgın hastalık olarak tanımlanmıştır.Adı da bulunduğu bölgeden gelmektedir. Hastalık o kadar tehlikeli görülüyordu  ki, hastalıkla ilgili çalışmalar Nobel ödülü dahi aldı.Peki,hastalık nasıl geçiyor: Hayvanlardan doğrudan temasla olduğu gibi,sinek, kene,sincap ve farelerden taşınabiliyor.Tavşan ateşi ve avcı hastalığı olarak da bilinen hastalık her mevsim görülmekte.İnsanların kullandığı sulara yağışlar nedeniyle dışarıdan karışan mikroplu  sular hastalığı artırıcı nedenlerden. Hastalığın belirtilerine gelince.Süratle yükselen ateş(beyin de kalıcı hasar bırakabilir),şiddetli kas ağrısı ve halsizlik,bulantı, kusma ve ishal en belirginleri. Lenf bezlerindeki şişlikler de tulareminin bir etkisi.

Gelelim ilimizin yani bizlerin alması gereken önlemlere.Malum "kavşak suyumuz" ünlü.Kaynak suyu olmasına rağmen depolanma işlemi olmaktadır.Hastalığın depo sularını sevdiğini düşünürsek kavşak suyu depo ve dağıtım yerinin çok iyi dezenfeksiyonu yapılmalı. Bu konuda özellikle belediyemizin duyarlı olduğundan şüphem yok.Şu konu belki gözlerden kaçabilir;bazı muhitlere kavşak suyu tankerle taşınmakta.Bu bakımdan tankerlerimizin çok iyi etütleri yapılmalı.En son Toki mevkinde gördüğüm tankerden dolayı bu tavsiyeyi yapıyorum.Bunun yanın da birçok köy ve beldemiz de su depoları bulunmakta. Su depoları çok bakımsız ve 1970-80 yıllarından kalma.Bunların iyileştirilmesi  gerekirse yenileri yapılmalı.Hastalıkla ilgili bir uyarıda, hastalığın meyve ve sebzelerden de geçtiğinide hatırlatırsak,ilimizde bahçe ve seracılığında bulunmasından dolayı hasta hayvanlardan buralar uzak tutulmalı düzenli olarak doğal ilaçlama yapılmalı.Tükettiğimiz meyve ve sebzeleri çok iyi yıkamalıyız.Hastalıkla ilgili en azından içimize su serpecek bir haber vermek gerekirse insandan insana geçmemesi.