TERS GİDEN BİR ŞEYLER VAR SANKİ !
Bakıyorum da etrafa, gençlerimiz bir tembellik, hedefsizlik ve sürekli bir beklenti içerisindeler.
Bir çocuk iki yaşında hayata tutunmayı öğrenmeye başlar, ilk önce yürümeyi, konuşmayı, tuvalet ihtiyacını gidermeyi öğrenir, daha sonra tek başına giyinmeyi ve yemek yemeyi öğrenir.
Eğitim hayatı ve iş hayatı başlar ve artık kimseden beklentisi olmadan yaşamayı öğrenmiştir.
Buraya kadar olan yaşantısında anne babasına ihtiyacı olacaktır ve normal sağlıklı bir anne baba bu dönemlerde o kişiye yardımcı olur.
Buradan sonrası da imkanı varsa anne babanın insiyatifine kalmış. Eğer anne babanın yardım etmek gibi bir olanağı yoksa, üstelik yıllarca evlatları için çalışmışsa, artık kendi için de istekleri olabilmeli.
Ters giden bir şeyler var sanki!
Eskiden çocuklara “Büyüyünce bana bakarsın değil mi?” diye sorulurdu, şimdi de “Artık bizden bir beklenti de olma, bak mesleğin var geçimini sağlayabirsin” diyecek durumdayız.
Gitgide daha vahim bir hale mi gidiyoruz acaba?
Dün bir hocamızla sohbet ederken, bir gençten istemeyerek duyduğu bir cümleyi anlattı, “Babam emekli nasılsa, bu saatten sonra parayı ne yapacak, banka kartını alırım, eline üç beş kuruş harçlık veririm yeter” dediğine şahit olmuş ve bu bizi derinden yaraladı.
Anne baba ile evlatlar arasındaki roller ne zaman değişti, ya da biz evlatlarımıza bu konu da fazla mı taviz veriyoruz?
Anne ve Baba Hakkının Önemi Nedir?
"İslâm dini anne ve babaya iyi davranmayı, onların ihtiyaçlarını karşılamayı, meşru ölçüler içerisinde isteklerini yerine getirmeyi, gönüllerini almayı ve onlara merhamet kanatlarını gererek hayır dualar etmeyi emretmektedir.
Onlarla alakayı kesmeyi, kaba ve sert konuşmayı, gönüllerini kırmayı, onlara karşı her türlü isyankâr söz ve davranışlarda bulunmayı da kesin olarak yasaklamaktadır.
Aynı şekilde öncelikle aile içinde ve yakın akrabalar arasında olmak üzere büyüklere saygı gösterip küçüklere de merhametle muamelede bulunmayı ahlâkî bir sorumluluk saymaktadır."
Kendimizi düşünmeden onlara hayatımızı feda etmek gibi bir yanlışa düştüğümüz için, bu durumla karşılaşma olanağımız muhtemeldir.
Aslında olmaması gerekir ama her zaman da bu böyle olmuştur.
Çok fedakarlık yapan anne babaların evlatları sürekli beklenti içinde ama çocukları için fedakarlık yapmayan ya da yapamayan anne babaların çocukları da, daha güçlü, hedefleri olan ve kimseden beklentisi olmayan bireyler olmuştur.
Bu gibi sürekli başkalarının yardımıyla yaşamayı öğrenen, okul hayatında kopyacı, iş hayatında tembel başkasının sırtından geçinen, bulunduğu konumun ya da mesleğin hakkını veremeyen, hak hukuk tanımayan bireyler haline gelir.
Yine buradan, aile yapımızı iyice sorgulamamız gerektiği sonucuna ulaşıyoruz.
İyi bir anne baba olabilmek ve daha iyi çocuklar yetiştirebilmek için AİLE EĞİTİMİ programlarının arttırılması ve bu konuda hızlıca yeni bir eğitim sistemi oluşması gerektiğini düşünüyorum.
Gelecek nesil için de, ciddi korkularım olduğunu belirtmek istiyorum..
Bahriye Gürpınar Geredeli