TEHLİKE KORONA DEĞİL, FIRSATÇILIK

Abone Ol

Dünya gündemi hiç boş kalmıyor ne hikmetse; Korona Virüsü!

“Dünya ülkeleri” olarak sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Çin'de başladığı söylenen virüs, tüm dünyayı etkisi altına aldı. Birçok ülke de kendine göre gerekli önlemleri aldı. Türkiye bu önlemi en başında almıştı zaten ve en doğru olanı da yaptı önlem almayan ülkelerin düştüğü durum ortada.2020 yılı ile birlikte birçok sorunda tüm yaşamın için de yerini aldı. Birçok doğal afet, savaş ve ekonomik krizin yanında virüs faciası “Korana” nice insan ve canlı hayatının yok olmasına sebep oldu. Millet olarak süreci takip etmek’ ten gerekli uyarı ve önemleri almaktan başka yapacak bir şeyimiz yok.

Asıl konumuza gelelim, beni üzen nokta ticaret yaptığını düşünen evine helal ekmek götürdüğünü zanneden fırsatçı esnaflarımız.

Beş liralık ürünü yirmi beş liraya satmaya utanmıyor sıkılmıyorlar. Üç kuruşluk kolonyadan iki kuruşluk maskeden bile prim yapmaya çalışıyorlar ve virüsün olumsuz etkilerinden zarar gören insanların psikolojik durumlarından faydalanmaya çalışıyorlar ve bunun adına da ticaret diyorlar Birileri ölürken veya zamansız ölmeye aday iken birileri halen para kazanma, daha doğrusu haksız kazanç elde etme peşinde!

Ayıp ve yazık!

Artık bayramlarda bile kullanmadığımız limon kolonyası bir anda kıymete bindi ve küpüne zarar veren keskin sirkeyi arar olduk! Hiç kimse de stoklarını uygun fiyata halka açıp “toplum olarak bu dertten nasıl kurtuluruz” demiyor! Demediği gibi bir de ürünün iki gün önceki fiyatının üzerine yüzde bin zam koyup satmaya çalışanlar var! Bu kafalar böyle olduğu, acıdan ve çaresizlikten getirim elde etme çabası devam ettiği, bencillik ve fırsatçılık ön planda olduğu sürece bu dünyada ne dert eksik olur ne bela!

Korona virüs gibi bu zihniyet de karantina altına alınmalı. Bugün Korona yarın başka bir virüs...

Hepsi geçer de bu “fırsatçılık” geçmez!

Asıl bunun ilacını bulmak lazım!

İslam toplumunda karaborsa (ihtikâr) haramdır.

Ticaretin gayesi her ne pahasına olursa olsun kâr, hele aşırı kâr elde etmek değildir. Peygamber efendimiz şöyle der: ‘Pazara mal getiren rızıklandırılmış; ihtikâr (stok ve karaborsa) yapan lanetlenmiştir.’ Bu tür şeyler ahlaki değil. Haram paranın bereketi olmaz. Bugünler de gelir geçer. Yaptığımız işten yüzümüzün akı ile çıkmalıyız.”

“Ey îmân edenler! Karşılıklı rızâya dayanan ticâret olması hâli müstesnâ, mallarınızı, bâtıl (haksız ve harâm yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin! Ve kendinizi öldürmeyin! Allâh size karşı pek merhametlidir.” (Nisâ. 4/29)

Ayeti kerimede de buyurduğu gibi haksız kazanç elde etmenin dinen de haram olduğu açıkça belirtilmiştir

Millet olarak üzerimize düşeni yerine getirip, temizlik ve genel yaşam koşullarımızı tedbir altında tutup ve ne olursa olsun birbirimize karşı hoşgörü ve desteği ihmal etmeyip bu ve benzeri virüslerden hatta en önemlisi ruhumuzdaki virüslerden bir an önce kurtulduğumuz nice güzel günler görmek dileğiyle...
Saygı ve Sevgilerimle