SAYIN KADIN.../...!

Abone Ol

Dil, bir milletin manevi

gücünün göstergesidir. O milletin kültürel değerlerini oluşturan, milli duruşu

dik tutan; sanatı, bilimi, edebiyatı, dünya görüşünü, ahlâki anlayışı, tarihten

geleceğe dil sayesinde taşır. Bununla beraber dilin korunması, milli varlığın

korunması ile eş anlamlıdır.

Milletin dili bozulursa,

saydığımız tüm kısımlarda sorunlar-sıkıntılar çıkar. Kültür, bozulmaya başlar,

toplum birbirini anlayamaz hale gelir. Türk Milleti’nin dili; Türkçemiz; dünya

uluslarının bilim adamlarının araştırmaya tabi tuttuğu, her anlatımda ve alanda

karşılık buluna bilecek, zengin, matematiksel, üretken yapısı ile hayranlık

uyandıracak bir yapıya sahiptir ve kanıtlanmıştır. Kendi ellerimizle bu

hayranlık uyandıran yapıyı kısırlaştırmak, ipe sapa gelmeyen bahanelerle bozmak

niyedir, anlayamam…

Aklıma ilk gelen, taşları

bir araya getirdiğimde, bu bir oyun mu dur sorusu… Ülke siyasal bir çatışmanın içerisinde,

eğitim kurumları ve programları düzensiz ve yeni nesil e zarar verir durumda,

ekonomi uzun yıllardır rayına oturtulamamış, işsizlik hat safhada… Genç Cumhuriyet

üzerinde hâlâ tartışma çıkartıp sürdürürlerken, kısacası büyük problemler yaşanırken,

ipe sapa gelmeyen bahanelerle, bir gurup insanın sağlıksız düşünceleri sebebiyle,

dilimizi zenginleştiren kelimeler üzerinde oyun oynamaları, uğraşmaları pek de

mantıklı gelmiyor…

Bir yazı da şöyle diyor,

yazıda çabanın büyüklüğünü anlamak hiç de zor değil.

“Dil, milletin, ortak

kültürüyle yol alarak varlığını devam ettirir. Milleti oluşturan bireyler

arasında birleştirici bir rol üstlenen dil, aynı zamanda ortak şuurun, milli

şuurun ortaya çıkmasına hizmet eder. Milli birliği ve beraberliği sağlar. Dilin

bu özelliği, Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyetini kuran; Türk Halkı, Türk Milletidir.

Türk Milleti demek, Türk dili demektir. Türk dili, Türk milleti için kutsal bir

hazinedir. Çünkü Türk milleti, geçirdiği nihayetsiz felâketler içinde,

ahlâkının, an’anelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin, kısacası, bugün kendi

milliyetini yapan her şeyinin dili sayesinde muhafaza olunduğunu görüyor. Türk

dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.”sözlerinde veciz ifadesini bulmuştur.

“Kadın” kelimesinin

geçmesi gereken her yerde “bayan” kelimesinin tercih edilmesini cinsiyetçi

yaklaşımın parçası olarak gören bir grup kadın,”bayan sizsiniz, biz

kadınız.”kampanyası başlatmışlar.

Hangi aklı salim, hangi

duygu ve güdülerini kontrol etmesini bilen, centilmen, medeni, problemsiz,

normal bir insan “bayan” kelimesini cinsel bir uyarıcı olarak görür acaba?

Zorla ve bilerek, sanki insanları bu şekilde düşünceye yönlendirmek istercesine

de böyle bir kampanya başlatabilir? Gerçi dediğim gibi kendini bilen hiç kimse

bunu kale almaz; ama genç beyinler; tüm öğretileri, yaşama, kontrollü bir

şekilde yerleştirmek için eğitilen genç beyinler de bu yaklaşım nasıl yer eder?

Bu düşünceyi baz alarak, sorgulayarak, asıl bu kampanyanın vereceği zararlar

üzerinde durulmalıdır…

Türkçemiz de nezaket kelimesi olarak

yerleştirilen “bayan” kelimesinin yerine hangi kelimeyi koyabileceklerdir bunu

da merak etmiyor değilim…

Her dilde bazı kelimelerin,

kabaca söylenişleri, nezaketen söylenişleri kısaca yerine –ortamına göre

söylenişleri için uyarlanmış-şekillendirilmiş kelimeler vardır. Tuvalet-helâ-kenef-memişhane

-lavabo,kız-bayan-hanım-avrat ve kadın v.b.

Genç ve evlenmemiş

kadınlar genelde bayan kelimesini tercih ederler. Bir yerde tercih meselesidir

de bu… Kadınsa bu cinsin genel adıdır. Anne karnında bir bebeğe kimse cinsiyeti

sorulduğunda kadın demez; çünkü Türkçemizde ona karşılık bir kelime zaten vardır:

Kız bebek…

Meselâ: Kadın basket bol takımı,

söylem olarak çirkin değildir ama yakışıkta almayabilir bekâr, hiç evlenmemiş

genç kızlarımız için… Çünkü geçmişten süre gelen bir bekâret kavramı vardır Müslüman

toplumlarda…”kadın” kelimesi, bir nebze de olsa onlar için hoş olmayan bir

anlam taşıdığı için kullanılmaz. Yoksa kim, hangi bozuk düşünce bunu başka

türlü ifade edip düşünebilir ki, dinimize ve an’a nelerimize göre de çok masumca

bir ifade ve düşünce şekli değimlidir oysa…”Bayan” kelimesi genelde nezaket

icabı ve resmiyetten de kullanılır, tıpkı “hanım” kelimesi gibi. Bir bey, eşi

için “Benim kadın” dediğinde mi hoş bir intiba bırakır yoksa “benim hanım”

dediğinde mi? Ya da farklı bir ortamda hiç tanımadığı bir karşı cinse “SAYIN

KADIN…/…” ifadesi mi hoş olur,”Sayın Bayan…/…” ifadesi mi? Erkek-adam-herif-bay-bey, tıpkı

bunun gibi…”Adam basketbol takımı”,”kadın basket bol takımı”,”erkek basket bol

takımı”,”bayan basketbol takımı”…

Ayrıştırmak gerekirse;

hangisinin nezaketen kullanıldığını bilirsiniz. Ama şunu da diyemezsiniz

geçmişten geleceğe nezaketen kullanılan bu kelime(bayan) aslında cinsel

istismar aracı olarak kullanılıyor diye… Bunu onlarca yıldır dil bilimciler

görüp bilememişler de bozuk-art niyetli kullanıldığı şimdi mi fark edilmiş…

Gözden kaçmış bu kelime art niyetli diyelim diyorum ama araştırmalarda yapmama

rağmen art niyet buluna bilecek bir kaynak bulamadım. Şunun dışında:

İşin gerçeği; aslında her

kelimeyi, yeteneğinizi konuşturarak içinizdeki ruh haline göre

şekillendirebilirsiniz…

Bakınız: Elinize bir

tespih alın; kaşlarınızdan birini diğerine oranla biraz daha yukarıya kaldırın,

dudaklarınıza da hani “pis gülüş” derler ya öyle bir gülümseme yerleştirin.

Şimdi de, ceketinizi kollarınızdan çıkartın ve omuzlarınıza alın…

Aldınız mı?

Tamam…

Ve şimdi kollarınızın

altına karpuz yerleştirilmiş gibi ya da hindi gibi kabarın, sesinizi de

gırtlaktan gevrek gevrek çıkartarak- B a y a n bu sandalye boş mu acaba… Deyin.

Ne anlarsınız?

Aynı cümleyi, ceketinizi

giyerek, suratınızda ki bütün ifadeleri-şekilleri normale çevirerek, sesiniz

normal tanrının size bahşettiği şekilde kullanarak, hatta ceketinizin önünü ilikleyip,

hindi gibi kabarmadan düzgün bir şekille söyleyiniz. -Bayan, sandalye boş mu

acaba? Deyiniz…

Ne anlarsınız?

Gazete başlıklarına da

baktım.3 Temmuz 2011 Pazar tarihli Cumhuriyet gazetesi üçüncü sayfa

haberi.”Kadın beyanı esastır.”Hemen bu haberin bitişiğinde Emre Kongan’ın

“Zalimle Empati başlığı altında farklı bir haberin köşe yazısı göze

çarparken,ilk okuduğunuz haberde ki

“bayan” kelimesi cinsel istismar aracıdır diye düşünenlerle empati kurmaya

çalışın.Ben bu empatiyi kuramadım,siz de bir deneyin

isterseniz…