SAYIN BAKANIM, HOŞ GELDİNİZ

Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk ilimize geldi, hoş geldi, şeref verdi.

Bir eğitimci olarak bir  Milli Eğitim Bakanının ilimizi ziyaretinden dolayı memnun olduk. Görüşme imkanımız olmadı ama olsaydı ve bakanı görseydik, ilçe-ilçe, köy-köy tüm okulları gezen, tüm eğitimcileri tanıyan, tüm eğitimin paydaşlarıyla görüşen ve dolayısıyla eğitimin içinden gelen bir STK olarak birkaç, birşey söylerdik.

Ne mi derdik?

Öncelikle; ilk atamada ve idareci atamalarında mülakatın etkisini pasifize ettiği için kendisine teşekkür ederdik. Tamamıyla mülakatı kaldırıp sınava dayalı sistemi tesis etmesini talep ederdik.

Eğitime, eğitimciye, öğrenciye çok duyarlı ve çok önem veren biri olarak, tüm eğitim camiasında; o, bu, şu, dernek, vakıf, cemaat, stk ların etkisiyle değil, eğitimin kendi iç dengesinden gelerek, cihanşümul değerlerden hareket ederek adaleti, liyakatı, hakkaniyeti tesis etmesini talep ederdik. Birileri her ne kadar kabul etmese de eğitimde; bizden di, değil di tarzında ayrımcı, ötekileştirmeci, dışlayıcı tavrın devam ettiğini söylerdik.

İlimizde bu kadar güzel binaların, eğitim yuvalarının yapılmasına rağmen, öğretmen kadrosunun tam ve sınıf mevcutlarının uygun olmasına rağmen ilimizin 2010'lu yıllarda zirveden yavaş yavaş 50'lere  nasıl ve neden düştüğünü dilimiz döndüğünce söylerdik.

2014 Yılında okullarda bir idareci soykırımının yapıldığını, bunun da eğitimde olumsuzluğa neden olduğunu, iş barışını bozduğunu, 2-3 kişinin bu durumdan mutlu olduğunu ancak Bartın genelinin kaybettiğini ve bunun telafi edilmesi gerektiğini söylerdik.

Ama yine de her şeye rağmen, ne kadar ötelensekte eğitimciler olarak ülkemiz ve çocuklarımız için, geleceğimiz için en iyisini yapmaya devam edeceğimizi söylerdik.

Neyse, yine de basın ve sosyal medya yoluyla bakanımızla sohbet etmiş gibi olduk, derdimizi anlatmış olduk.