SAYILAR ÜZERİNDEN ANALİZ…(1)



AKP 1, CHP  1 milletvekili  kazandı.

Eskiden de öyleydi.

Üstelik aynı isimler kazandı.

Bu isimlerin, hassasiyetleri, tempoları, yapabilecekleri, yapamayacakları ve yaptıkları Bartın’lılar tarafından biliniyor.

Yeni dönemdeki icraatları da bu minvalde olacak, eğer kendilerini aşıp bizleri şaşırtmayacaklarsa tabi…

İsimler ve dağılımda değişiklik yok, bu nedenle sayılardaki dikkat çekilebilecek ve üzerine konuşulabilecek detaylar üzerine konuşalım.

Birazda faraziyeler yürütelim ;şöyle olsaydı,böyle olur muydu gibilerden…

Baktığımızda Bartın ölçeğinde en büyük artışı 2007 deki tabloya göre yüzde 10 ile AKP göstermiş.Ardından yüzde 6 artış ile CHP geliyor.Diğer partilerde ise ülke konjektörüne bağlı olarak anlamlı düşüşler var, oy oranları yüzde 1 -2 ler de dolaşıyor.

AKP deki artışın sebebi ne olabilir diye düşündüğümüzde DP’nin 2007 deki yüzde 7.71 lik oyunun Yelkenci etkisi ile  komple AKP ye kaydığı görülüyor. Zira kişi partisi DP bu seçimlerde adeta eridi ve yüzde birin altına düştü.DP bu anlamda Bartın’da bir tabela Partisine dönüştü.

Bu arada AKP adaylarından birisi Yelkenci olsaydı,2-0olurmuydu acaba sorusuda akla geliyor.

2009 daki belediye seçimlerinde takdire şayan bir ekip çıkartıp yüzde 4 oyda kalan DSP’de Bartın’da eriyen ve yüzde yarımlara düşen bir başka parti oldu. Buradaki yüzde 3.5 luk oyun da CHP ye kaydığını varsaymak mümkündür.Zaten bazı DSP’lilerin açıkça CHP teşkilatı ile çalıştığını ,köy gezilerine katıldığını biliyoruz.

Saadet Partisi 2007 deki oy oranını, daha doğrusu yüzde 2 ila 2.5 aralığındaki tabanını korudu.

AKP oylarını bölme ve aynı tabandan oy kapma  amacındaki HAS Parti ciddiye alınmadı. Barajı aştık, aşıyoruz söylemleri kof çıktı.

Aynı şekilde yüzde 0.5 oy alabilen DSP solda artık alternatif olarak kabul edilmiyor. En önemlisi ülkede de Ecevit’in devamı gibide algılanmıyor. Bu anlamda solda yalnız kalan CHP’ye DSP oylarının gitmesi normal sayılmalıdır.

Bartın’da müttefik arayışları sonuçlanmayan ancak teşkilatlanması sonucu köylerde çalışmalar yapan TP ‘nin eğer seçime girseydi, herhangi bir dengeyi değiştirebilirimiydi bilemiyoruz. Zira Bartın’da her zaman ülke genelindeki tabloya benzer bir tablo tecelli eder. Süprize açık değildir.

MHP ye gelince 2007 de Cemal Akın ile yüzde 21 oy toplayıp Milletvekilliğini yüzde 1 gibi fark ile kaybedilmişti.Bu seçimde Cemal Akın’la girilen ve 25 yıldır devam eden oylardaki anlamlı yükseliş yerini 6 puanlık bir düşüşe bıraktı.Halbuki şehirdeki hava ve Kasım ayında başlayan erken mesai yüzde 20’leri işaret eden bir görünüm yaratmıştı. Buradan da Şimdilik Cemal Akın’sız bir seçim kazanmak MHP için Bartın’da olanaksız gibi anlamını çıkartabiliriz.Ancak Bilgin ileride iyi bir siyasi aktör olabileceğini gösterdi, ilk sınavında üslubu ile takdir topladı.
“CHP nasıl 2-0 yapardı” üzerine oy dağılımına bakarak görüş bile bildirmeye gerek yok.Bir milletvekiline bile sevinildiğini, başarı kabul edildiğini biliyorum.

Ancak genel merkez ataması yerine ön seçim yapılsaydı, ve köylerde çok sevilen ve yaptıkları hala minnetle anılan  Cafer Tufan Yazıcı vekillik başvurusuna ön seçim şartını koymasaydı…
Canip Sevinç ön seçim olmadığı için adaylığını başka ile kaydırmasaydı ve de uzamanı olduğu Maden ve termik santral konuları seçim çalışmalarında yeterince ve etkili işlenebilseydi neler olurdu CHP adına zihin jimnastiği yapılabilir.

Ancak Meliha Okutay katkısını almak ta akıllıca bir strateji olarak değerlendirilebilir. Bu katkı konusunda Kozcağız ve Hasankadı oy dağılımını etüd ettikten sonra tekrar yorum yapacağız.O bölgeden Okutay eli ile  2007 seçimlerine göre alınan fazladan 7-8 bin oyun Yalcınkaya’yı meclise gönderen oy olduğunu söylemek mantıklı olacaktır.

Ulus’ta AKP ile CHP arasında oy makasının AKP lehine yüzde 40 lar oranında açılması CHP teşkilatınca alarm olarak kabul edilmeli.Aynı şeyi tek önde  bölge olduğu seçim bölgesi olan Amasra’daki farkın CHP aleyhine  kapanması bundan sonraki Belediye seçimlerinin kaybedilebileceği riskine işaret ediyor.

(Devam edecek)