Müslüman Halkların Boynu Bükük (1)



Çünkü inancı İslam olanlardan çok şey beklemişim. Sanmışım ki hepsi Hz. Muhammed’in (s.a.v) hayatını, yapıp tavsiye edip uyguladıklarını, inancı İslam olan muhafazakârlar da yapar diye inanmıştım. Yanılmışım.

Sorun neydi, neden olmadı ya da Asrı Saadete koşulmadı bilmiyorum. Üstad Bediüzzaman 1911 de Şam da Cami-i Emevi de 10000 kişiye Cuma hutbesinde Müslümanların Manevi hastalıklarının tespiti ve reçetelerini anlatmış.Hutbe Arapça olarak iki defa basılmış.Hutbenin Türkçe Tercümesi 1950 de Said Nursi tarafından yapılmış.

Hutbe-i Şamiye de şükür ve dua vardır. İnananlar için, Allahın emrettiği ölçülere itaat etmeyen inançsız ve münafıklar maddi manada hızla yükselirken, neden dini inançları olanlar hatta dini bilgisi kuvvetli olanlar durgun ve fakirlikle mücadele eder durumdadırlar? Sorularına cevap vermiş çözüm önerileri sunmuştur.

1900’lü yıllarda komünizmin doğu Avrupa da yayılması, Mao devrimi,Asya ve Afrika da farklı devletlerin çıkması gibi olguların olduğu,dinin insanları uyuşturduğu,köle yaptığı söylemlerinin kullanıldığı döneme denk gelen eserde önemli tespitlere yer vermiş,insanların düştükleri hatalar ile Allah’ı yok sayan maddeci materyalist fikirlerin insanlığı daha büyük felaketlere sürükleyeceğini belirtmiştir.

Bu manevi hastalıklar neydi? Bediüzzaman’ın eserinden yorumlamaya devam edelim;

1-Hastalık “ümitsizlik” Çaresi “ ümitvar olmak”

Müslüman toplumlarda görülen birincil hastalık “ümitsizliktir”.Diğer toplumların gerçekleştirdikleri maddi yükselme ve kendi toplumlarının geri kalmışlığına bakıp kendilerini ümitsizliğe bırakmaktadır. Hâlbuki Allah’ın “İstikbal İslam’ın olacak” vaadi ümit var olmak için yeterli sebeptir. Müslümanlar tarihlerine şöyle dönüp bir baksalar görecekler ki! Müslümanlar İslam’ın gereklerine uyduklarında en yüksek derecelerde medeniyet açısından yükselişi yakaladıkları görülecektir.Fakat İslam dan uzaklaştıkları oranda felaket ve yıkımlarla karşı karşıya geldikleri görülmektedir.İnsan psikolojisi gereği hem insanlar hem de toplumlar dinsiz bir şekilde mutlu olamazlar.Kriz ve kötü anlarda dinsizim diyen birsi çareyi dine yönelmekte bulacaktır.

Eğer ümitsizlik kayıtsız kalma, keder,tembellik,hakir görme ve çaresiz hissetme nitelenirse;ümit, insanları Allaha inanca ve onun emirleri doğrultusunda yaşamaya götürür.Kötülük ve iyilik savaşı eşit şartlarda olan bir mücadele değildir. Kötülük hile yollarını kullanır.Fakat Allah (c.c) “hayırda yarışınız” diyerek her şeye rağmen iyiliği, iyi olmayı, adil olmayı,medeni olmayı emretmiştir. İman,ümit ve sevgi yansıtır.İman olan kalpte sevgisizlik,ümitsizliğe yer yoktur.Ümit var olmak ne kadar büyük hatalar yapılırsa yapılsın,Allahın tövbe kapısına yönelmeye koşmaya sevk eder.

>>>devam edecek