8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutladık. Baktığım tüm haber sitelerinde ve gazetelerde üst düzey yöneticilerin, siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum örgütlerinin boy boy süslenmiş yazıları ve iltifatları. Ama gülüp geçtim. Sadece kadınlarımızı bu günde hatırladıkları için. Ve bu iltifatları normal hayatlarında ne kadar uyguluyorlar diye. Diğer günlerde kadınlarımız akıllarının ucundan bile geçmiyor.
Şiddet gören onlar, baskı altında yaşayan ve savunmasız kalan yine onlar. Can güvenliğim yok diye savcılık ve emniyet'ten koruma istedikleri halde umursamazlıklar da cabası. Altta kalanın canı çıksın misali. Kadınlarımıza karşı olan şiddeti görmezden gelerek o şiddeti yapanlara ortak olduğumuzun farkında bile değiliz. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın deyip çekiliyoruz kenara.
Peygamber efendimiz, eşlerimize ve kadınlarımıza anlayışlı davranmayı, kusur ve yanlışlıklarına tahammül edip sabır gösterilmesini tavsiye etmiştir. Hiç bir şey yapamıyorsak, en azından kadınlarımıza evinde değer gören, sevilip, sayılan, söz hakkı tanınan birey olmaya yardım etmemiz gerekmez mi? “Kerim (erdemli) kimseler kadınlara karşı saygılı olan insanlardır. Düşük/aşağı (leîm) kimseler ise kadını aşağılayan insanlardır.”
Bu arada Bartın’ımızda bir kadın sığınma evinin olmaması da çok büyük bir eksikliktir. Bartın İl Genel Meclisimiz, Belediye Başkanımız ve Belediye Meclis Üyelerimize sesleniyorum, acilen kadınlara şiddetin arttığı şu günlerde onların barınabileceği bir kadın sığınma evinin yapılması için size çağrıda bulunuyor ve bu gibi tutumlarda sormak istiyorum sizlere. Kadınlarımız hak ettiği değeri görüyor mu?