İÇİMİZDEKİ ERMENİLER VE OLAYLARA FRANSIZ KALANLAR



HRANT DİNK ‘’MESLEKTAŞIM’’

Bartın Türkiye’nin 74.vilayeti olarak sadece rutin yerel haberlerin dışına da çıkarak ülke ve dünya gündemine dair konuları da Bartın kamuoyuna taşımalıyız. Dink bizim meslektaşımızdı. Dünya’nın hangi coğrafyasına giderseniz gidin bir ‘’GAZETECİ’’ vardır. En kolayı birileri için Hrant Dink’i vurmaktı. Türk olmayan, Müslüman olmayan, duymak istemediklerimizi yüksek sesle söyleyen Ermeni bir Türk vatandaşı gazeteci. Türkiye’de yaşıyorum ve burası benimde vatanım diyen Türkler ve Ermeniler arasında sorun olarak adlandırılan konuların diyalog ve demokrasi içinde çözüleceğini söyleyen bazılarına göre aykırı bir gazeteci. İstanbul’da payitaht da yaşayan ve düşüncelerini yüksek sesle söyleyen benim meslektaşım. Bir röportajında’’Biz Anadolu insanıyız. Anadolu’da bir söz vardır ACIYI ONURLA SIRTLAYIP TAŞIMAK diyerek Ermenilere seslenerek –ABD, FRANSA meclislerinin kararları bizim acımızı azaltmaz, 1915 yılına takılıp kalmayalım bizim reçetemiz diyalog diyen, Türkler ve Ermeniler birbirlerini anlamalı diyen bir gazeteci. En kolayı zaten bu memlekette gazetecileri vurmak Uğur Mumcu olur adı, Çatin Emeç olur, Hrant Dink olur adı, hani Türk, Ermeni fark etmez birilerine göre bir bomba, bir kurşun yerde kalan bir gazeteci.

OLAYLARA FRANSIZ KALANLAR

Çıkıp bağırıyoruz kaç gündür. Sarkozy kendi başkanlık seçimini garanti altını almak için çıkardığı sözde yasaya bağırıyoruz. Osmanlı tarihinin son zamanlarını ve cumhuriyetin ilk yıllarını iyice öğretmediler bize. Tarihini bilmeyen bir milletin durumu ortada. İstediğimiz kadar Batı topluma bağıralım. Biz de kendi tarihimize Sarkozy’nin Fransa tarihine Fransız kaldığı kadar yabancıyız.

SU ÇATLAĞINI BULDU

Meslektaşım Hrant Dink anlatıyor. Agos gazetesine Sivas’tan bir telefon gelir. Sivas’ın köyünden yaşlı bir amca arar. Dink’e’’bana senin adını verdiler. Bizim köye on beş gün önce Fransa’da yaşlı bir kadın geldi. Bizi ziyaret etti. Ama dün vefat etti. Galiba bu sizdenmiş, bana senin adını verdiler. Kimi kimsesi var mı? Biz insanlık görevimizi yaptık. Ailesini bulmamıza yardım et’’ diye telefon eder. Dink’te kendi Ermeni dostlarından araştırır. Biri Agos gazetesinden çık karşıdaki kunduracı dükkanına gir sor der. Gider orada sorar yaşlı kadını. Dükkan sahibi o benim annem der. Fransa’da yaşar. Türkiye’ye gelir ama bize uğramaz pek. Sivas’a gider. Oraları ziyaret eder. Dink durumu anlatır. Ailesi atlar gider Sivas’a. Yaşlı köylüyü ve yaşlı kadının kabrini bulurlar. Bakarlar vefat eden yaşlı kadın anneleri. alıp götürecekleri zaman Sivaslı yaşlı adam çocuğuna der ki’’kızım alıp gitmek hakkındır. Anandır.Ama bana sorarsan burada kalsın.Su çatlağını buldu.Kız gözyaşları içinde annesini vefat ettiği Sivas’ta bırakarak İstanbul’a döner.

BEN TÜRKÜM

Büyük Milletler tarihinden korkmaz. Benim atalarım katliam yapmamıştır. Çünkü ben katliam yapmam. Bu topraklarda yaşayan Ermeni, Rum, Yahudi ,Kürt ,ırkı, dili , rengi, düşüncesi ne olursa olsun Yüce Allahın bize kutsal bir emanetidir.Türkün töresinde emanete ihanet yoktur.Farklı düşüncelere sahip olmak ve tartışmak Cumhuriyetin erdemidir.Ama elimizde silah olmadan, kalem tutarak tartışacağız.Tıpkı meslektaşım Hrant Dink gibi…