Yüz yılların mirası Halk Takvimi ne göre Karakış ve Zemheri ayını yaşıyoruz. Koca bir yılı devirdik yeni, takvimin ilk yapraklarını koparmaya başladık. İnsanlar astronomik gözlemlerle ay ve güneşin hareketlerini inceleyerek, zaman hesaplaması yapmışlar. Bu hesaplamalarla hazırlanan cetvellere Takvim diyoruz.
Değişik kültür ve coğrafyada yaşayan insanlar binlerce yıl tabiattaki periyodik olayları gözlemleyerek kendine özgü geleneksel takvim oluşturmuşlar. Uzun yıllar boyunca güneş ve ayın doğuş ve batış şekli, bulutların, rüzgarın durumu, hayvanların hareketleri, tepelerin veya çukurların dumanlanması, bulutların aldığı şekil, renk ve yer değiştirmeleri gibi benzer birçok olaydan kesin ve bilimsel verilerin olmasa da, yüzyıllar boyu yapılan gözlemlerin sonucuna göre hava durumunu yorumlamış, günlük, haftalık, mevsimlik meteorolojik hava tahmini yapmış, doğa olayları, iklim koşulları gibi benzer durumları göz önüne alınarak bir takvim oluşturulmuşlar. Büyük bir kültürel miras olan söz konusu geleneksel takvimle birkaç gün sapma olsa da doğa olaylarının gerçekleşme zamanını büyük oranda belirleniyor. Köklü bir geçmiş ve geleneğin ürünü olan bu takvime Halk Takvimi diyoruz. Halk Takviminde yıl 365 gün “Kasım Günleri” ve “Hızır Günleri” olarak ta iki devreden (Mevsimden) oluşuyor. Kasım 179, Şubat (Gücük) ayının 29 çektiği yıllarda (180) gün, Hızır ise 186 gün sürüyor.
Kış günlerini ifade eden Kasım Günleri 1den başlayıp 2,3, ... 179 a kadar devam eden günlerle sayılıyor. 8 Kasım'da başlayıp 5 Mayıs'ta sona erriyor. (179 gün süren. Şubat (Göcük) ayının 29 çektiği yıllarda 180 gün) sürüyor. Başlangıcı 8 Kasım olmakla birlikte içinde; Pastırma yazı (12-26 Kasım), Ülker Dönümü fırtınası (29-30 Kasım), Karakış Fırtınası (9-12 Aralık) gibi. sayılı fırtınalardan sonra Zemheri (21 Aralıkta-30 Ocak 40 gün), Hamsin (Erbain) (31 Ocak-21 Mart) 50 gün olmak üzere 90 gün süren kış günlerini de içinde barındıryor. Ayrıca Şubat’ın 19’unda (Kasım günlerinin 105 inci günü) birincisi havaya düştüğü var sayılan ve bir hafta arayla, havaya, suya ve toprağa düşüp, bunları ısıttığına inanılan Cemreler var. Cemreler baharın habercisi sayılır ama havalar ısınmaz. Daha ileride fırtına ayları, “Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır” (Kocakarı Soğukları-Berdelacûz), Mart Dokuzu- Nevruz (Miladi 22 Halk Takvimine göre 9 Mart) Sitte-i Sevr Öküz Soğukları, Miladi 18 Nisan’da (halk takvimine göre 5 Abrul’a denk gelen) Öküz Soğukları (Sitte-i Sevr) başlar Bu günler kışın şiddetli olabileceği atlatılması gereken dönemler ve günlerdir.
Takvimde bazı ay isimleri de değişik ve miladi takvime göre aylar 13 gün geriden geliyor. Örneğin Aylar Miladi takvimin 14. günü başlıyor 13. günü sona eriyor. Ocak ayına Zemheri, Şubat ayına Gücük, Nisan'a Abrul, Haziran’a Kiraz, Temmuz’a Orak, Eylül’e İlkgüz, Ekim’e Ortagüz, Kasım’a Songüz, Aralık’a Karakış deniyor.
İşte Halk takvimine göre bazı kasım günleri için söylenmiş aklıma gelen sözler ve olaylar:
Kasımın 100 deldiğinde (Miladi 16 Şubattır) çalışma mevsimi gelmiş demektir. ‘Vardık yüze, çıktık düze’- ‘Yüz Sabanı boyunduruğu düz’ derler. 10 gün sonra da tarla işleri başlayacaktır. ‘110 tarlaya kon, ‘120’de ovaya 130’da yuvaya’, ‘Mart dokuzu salıver koca öküzü’ Kasım’ın 115’inde kurbağalar bağırır, 120’sinde ağaçlara su yürür, su yürümeden önce bağlar budanır. ‘120’ye varamam, 130’a kalamam’ diyen leylekler gelir. 135 Nevruz (Mart dokuzu) günlerdir. 140’ında böcekler, haşerat uyanıp hareketlenir, çaylaklar gelir, çiçekler açar. Kasım’ın 150’si bülbüllerin ötme zamanıdır. Artık yaz gelmektedir. ‘Üç elli yaz belli’. Mart’ın 20’sine doğru kırlangıç fırtınası eser. Kasım’ın bitmesine 10 gün kala, Kasım’günlerinin124’ (Miladi 11Mart) Kocakarı Soğukları (Berdelacûz), 170’ine rastlayan 5 Nisan’da altı günlük, “Kork Abrul'un beşinden, öküzü ayırır eşinden” dedirten) Öküz Soğukları (Sitte-i Sevr) başlar. Bu da atlatıldı mı yaz gelmiş demektir.
6 Mayıs’ta da Hıdrellez ile birlikte yaz yani Hızır günleri başlar. Bu süreye de yaz deniyor. Hızır günleri (Yaz Mevsimi) Orta Asya Türk kültüründen beri devam ettiği rivayet edilen ve Hızır ve İlyas'ın yeryüzünde buluştukları gün olduğu sayılan 6 Mayıs’ta başlar ve 186 gün sürer. Anadolu ve birçok ülkede 6 Mayıs geleneksel bahar şenliği (Hıdrellez Günü Bayram) olarak kutlanıyor.
Hızır günleri içerisinde de Ülker Fırtınaları, Sıcakların başlaması, Sam yeli, Çark dönümü, Gündüzün kısalması, Orak zamanı, Bağ bozumu, Koç katımı, Ağaç dikme zamanı gibi sayılı günler vardır. Ancak bu günler insanların yaşamında olumsuz etkileyen olaylara neden olmadıkları için Kasım günleri içerisindeki sayılı günler kadar önemsenmese de çitçilik, meyvecilik ve hayvancılıkla uğraşanlar bu günlere çok önem verirler.
6 Mayıs Hıdırellez ile birlikte bahar gelmiştir. Coşkulu yağmurlardan sonra, hava mis gibi toprak kokar, yapraklar yeşerir, kuş cıvıltıları, renk cümbüşüne bürünmüş tabiatın ve bulutlarla bütünleşen haliyle çıkan gökkuşakları kartpostallık görüntüler oluşturur. Hızır’ın 48. Günü (21 Haziran) yılın en uzun günüdür. Hızır’ın 141’inde (21 Eylül) gece ile gündüz eşitlenir. Yaz Doksanı (5 Ağustos) yazın ortasıdır. En sıcak günler olan bu günlerde güneşin alevi ile birlikte insanı yalayarak esen sam yelleri görülür. Bu sayılı sıcaklarda eskiler güneşte fazla kalmak ve denize girmekten çekinirlermiş.
Bu karlı kış gününde sıcacık kalbim ve ellerimle herkese sevgiler gönderiyorum. 16.01.2022