GÖZ

...Sizi suretlendirdi, suretinizi de en güzel (bir biçim ve incelikte) kıldı... (Mümin Suresi, 64)
…ve Yüce Yaratıcı sonsuz merhametiyle lütufta bulundu yarattıklarına. “Ol ” dedi, oldu. Sonra renk verdi. Biçim verdi. Dış etkenlerden zarar görmesine engel olsun diye ince bir nakışla süsledi. Rüzgâr, kar, yağmur, fırtınanın getirdikleri kapı önüne yığılmasın, korunaklı olsun diye de çok güzel bir saçak verdi. Kirini, pasını atsın ve misafirini daha hoş karşılasın diye besin dolu bir pınar yarattı… Tüm bu zahmetler kul içindi. Yaratıklarının en güzeli insana, en çok yakışanı ihsan eyledi… Ve Rab gözü yarattı…”
         Göz / Kusursuz pencerelerden dünyayı seyreylemek…
Bazılarına göre “yalancı” bazılarına göre “dürüst” bazılarına göre ise öylesine bir “organ” olan gözler;  Kudret ve sanatını görebilmemiz için Yüce Yaratıcı tarafından gelen en güzel hediyelerden sadece bir tanesidir. Kusursuz işleyişin,  mucizevî eserine sığdırdığımız milyarlarca görüntüyü hafızaya ileten, işleyişi mükemmel en güzel kargo niteliğindedir. Yaratılışıyla insanın emrindedir. Aşkla yaratılan ve estetik bakımdan üstün olan renkli penceremizin sayesinde tabiata nakşedilen diğer güzellikleri görmek ne büyük nimettir…  

         Gözkapağı / Mükemmel sistemin otomatik perdeleri…
İlahi düzenin okyanuslarında yol alan geminin eskimeyen yelkenleri, hassas güzellikle bütünleşen kepenkler… Acıları saklayan, düşleri gizleyen, sırları yutan, kötülüklerin hassas süzgeci, üzerine bazen tonlarca yük binen, keremi bol, şefkati sonsuz Yüce Yaratıcının,  bir serbest bir hapis bıraktığı gözlerin koruyucu kalkanları…

         Gözyaşı / Kalbin yağmuru…
         Daralan ruhunuzun yangın söndürücüsü, duyguların sıvıya dönüşmesi, bazen hüznün bazen sevincin fütursuzca gözden boşalması… Acı ve kederin bereketli pınarı, tutkunun, asabiyetin, nefretin kontrol edilemeyen vücut salgısı… Her ırkın renksizi, merhametin, sevginin başıboş müsebbibi ve duaların sessiz yakarışıdır gözyaşı…

         Kirpikler / En disiplinli muhafız grubu…
         Eşsiz mekanizmanın narin şahitleri, vazifesini titizlikle yerine getiren bir dizi asker, sahibini saklayıp gölgeleyen koruma memurları ve görmeyi bilenlerin fark edebileceği estetik bir ayrıntı, bakışlara anlam kazandıran vücutta ki dengenin mükemmelliğini ortaya koyan, muhteşem sanat eseri...

         Gözler…
         Özlediğinde, özlendiğinde, kederlenip üzüldüğünde, sevinip, düşündüğünde ve beklediğinde “Ol” emrin başlangıcından “Öl” emrine kadar doğanın dansını izler. En büyük felaket ise; görme yetisine sahipken “ bakmayı” bilmemektir.