Foto Haber

Amasra Maden Faciasının İddianamesi

Abone Ol

BARTIN’ın Amasra ilçesindeki maden ocağı faciası ile ilgili hazırlanan iddianame, Bartın 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Dava günü, gelecek hafta belirlenecek.

Bartın'ın Amasra ilçesinde 42 kişinin hayatını kaybettiği maden faciası sonrasında Meclis'te kurulan Amasra Maden Kazası Araştırma Komisyonu'nun görev süresi 1 ay uzatıldı

14 Ekim'de Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra İşletmesinde meydana gelen ve 42 maden işçisinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan maden ocağında 3 aydır devam eden yangın söndürüldü.

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Amasra Şube Başkanı Ümit Çınar, 14 Ekim'de facianın yaşandığı ocaktaki çalışmaları anlatarak, "Ocakta son 20 gündür alınan testler sonucunda yangın söndü. Bekleme süresinin ardından yeniden üretime geçmek istiyoruz" dedi.

Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanlığı'nın bağlı bulunduğu Industriall Avrupa Sendikalar Birliği'nin genel sekreteri Luc Triangle, maden kazasının olduğu Amasra'ya gelip, sahada incelemelerde bulundu. Triangle, Amasra Şube Başkanı Ümit Çınar'ı ziyaret edip, 'geçmiş olsun' ve başsağlığı dileklerini iletti. Triangle, madencilerin, ekonominin bel kemiği olduğunu belirterek "Madencilerin olmadığı bir dünyada ne elektrik ne de enerji üretiminden bahsedebiliriz. Dolayısıyla onların yer altındaki yaptıkları işe büyük bir saygı göstermemiz gerekir. Bizler 7 milyon işçinin bağlı bulunduğu Avrupa İşçi Sendikası olarak o işçilerimizin selamlarını getirdik. Bu maden faciasının da şartlarını ve sonuçlarını incelemek için burada buluyoruz. Buradaki sendikal bakış açısı nedir? Sendikanın bakış açısı sabah işine giden madencinin akşam evine sağ salim evine gelmesidir. İş yerinde bir madencinin hayatını kaybetmesini kabul edemeyiz. Sendika olarak esas görevimiz iş yerlerimizdeki iş güvenliği konularıdır. Bunun için iş veren ve devletlerle gereken mücadeleyi yapmamız gerekir. Biz Avrupa sendikaları olarak size bütün desteklerimizi vereceğimizi söylemek isteriz" dedi.

Ümit Çınar ise ocaktaki yangının söndüğünü, bekleme süresinin ardından yeniden üretime geçmek istediklerini dile getirerek "Ocakta son 20 gündür alınan testler sonucunda yangın söndü. Bekleme süresinin ardından biz yeniden üretime geçmek istiyoruz. Teknolojik açıdan Amasra bakımından birinci pilot bölgemizdir. Şu anda tam ve yarı mekanize çalışan ayaklarımız var. Teknolojiyi takip eden bir kurumuz fakat yer altı madenciliğinde en önemli unsur olan metan gazıyla mücadele ediyoruz. Patlamanın sebebiyle ilgili orası daha açılmadığı için net bir bilgiye sahip değiliz. Hakimlerimiz, savcılarımız patlama bölgesine inecek, net sonuçlara ondan sonra ulaşacağız. Amasra turizm şehri olarak bilinir ama biz bir bedel ödedik. Bu aşamadan sonra daha disiplinli olarak çalışacağız" diye konuştu.

Bartın'ın Amasra ilçesinde 42 kişinin hayatını kaybettiği maden faciasında, işçilere, "Ayağı boşaltın, boşaltın komple" talimatının iletildiği ses kaydı ortaya çıktı. Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra İşletme Müdürlüğü bünyesindeki maden ocağında 14 Ekim 2022'de meydana gelen faciada 42 işçi hayatını kaybetti, 10 işçi de yaralandı. TBMM Amasra Maden Kazası Araştırma Komisyonu'nun raporu beklenirken, CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz sosyal medya hesabından; kaza günü işçilere giden talimatın TTK kaynaklarından alınan ses kaydını paylaştı.

Eksi 300 kotundaki işçilerle yapılan ses kaydında, "Selamünaleyküm, ayağı boşaltın, boşaltın komple" ifadeleri yer aldı. Ayrıca kayıtta, telefonu kapatmadan önce bir işçinin, "Tamam anlaşıldı" dediği, ardından arkadaşlarına "Ayağı boşaltın" diyerek bağırdığı duyuldu. Yavuzyılmaz, paylaşımında, "Amasra'da grizu patlamasının yaşandığı dakikada 300 kottaki madencilerle son konuşma kaydı. Merkez Gaz İzleme operatörü, 'Derhal ayağı boşaltın!' Bu sayede bu ayaktaki 10 madenci kurtulurken, 1 işçi hayatını kaybetti. Maalesef diğerleri için çok geçti" dedi.

CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, 42 işçinin öldüğü maden faciasına ilişkin yazılı açıklama yaparak, teknik personel yetersizliğine dikkati çekti. Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK) Merkezi İzleme Yönergesi'ne göre; merkezi gaz izleme servisinde en az 2 personelin görevlendirilmesi gerektiğinin bir kural olarak belirlenmesine rağmen, patlamanın yaşandığı anda izleme servisinde tek bir operatörün bulunduğunu belirten Yavuzyılmaz, "Gaz izleme servisinde mevzuata uygun şekilde en az 2 operatör olsaydı; metan gazı tehlikesi yükseldiğinde, aynı anda hem ocak içi dahili hattan hem de telsizlerden, farklı kotlarda çalışan daha fazla madenciye ulaşmak, daha fazla canın kurtulmasını sağlamak mümkün olabilirdi" dedi. Facia anına ait telsiz konuşmalarını da ortaya çıkartan Yavuzyılmaz, operatörün yetişebildiği kadar yeri arayabildiğini, uyarıları sayesinde 10 madencinin hayatını kurtardığını, ancak tek başına olduğu için diğer madencilere ulaşabilmenin mümkün olmadığını söyledi.

Amasra Müessesesi merkezi gaz izlenme servisine merkezi gaz izleme personeli olarak istihdam edilen maden teknikeri M.K. ve Y.T.'nin başka yerde görevlendirilmesi sonucu merkezi gaz izleme servisinde personel eksikliğine neden olmuştur. Personel eksikliği nedeniyle merkezi gaz izlemede tek başımıza görev yapmak zorunda kalmaktayız. Merkezi gaz izlenme yönergesinde her vardiyada en az iki merkezi gaz izlenme personeli olacaktık diye açıkça belirtmesine rağmen, iki merkezi gaz izleme personeli merkezi izlemeden alınarak, başka yerlerde görevlendirilmiş ve merkezi gaz izlemede personel eksikliğine neden olmuştur. Merkezi gaz izlenmede tek başımıza görev yaptığımız esnada insani ihtiyaçlarımız olan lavabo, yemek, su gibi ihtiyaçlarımızı gidermek için merkezi gaz izlemeyi terk etmek zorunda kalmaktayız. Bu esnada ocakta meydana gelebilecek ani metan yükselmesi çıkabilecek yangınlar ve diğer çeşitli olumsuzluklar görmemiz mümkün olmayacaktır. 17 Mayıs 2010 yılında Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Müessesesi'nde patlama meydana gelmiş ve 30 çalışanımız feci bir şekilde can vermiştir. Yapılan araştırmada merkezi gaz izlenme personelinin patlama esnasında lavaboda olduğu tespit edilmiş ve mahkemece suçlu bulunup yargılanmışlardır. Merkezi izleme operatörü yerinde olsaydı; 30 can şu an belki hayatta olacaktı. Kurumumuza bağlı Karadon Müessesesi'nde böyle acı bir tecrübe yaşanmışken; hangi sendikal menfaat, hangi çıkar; bir insanın hayatından değerli olabilir ki. Madencilikte küçük bir ihmalin bile sonuçlarının ağır olduğunu yaşanan kazalardan gördük. Aynı şekilde kurumumuzda da çalışan ve çalışanların hayatına mal olacak olumsuzlukların olması kaçınılmazdır, bu kaza değil; ihmaldir. Merkezi gaz izleme personeli olarak alınan maden teknikerlerinin gerçek görev yeri olan merkezi izlemede görev yapmaları işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından son derece önem arz etmektedir. Merkezi gaz izlemede tek başımıza görev yaptığımız esnada, meydana gelebilecek kazalarda mahkemede çalışan ve çalışanların hayatlarını kaybetmesine neden olan merkezi gaz izlenme personeli olarak yargılanmak istemiyorum. Kurumumuz çalışan ve çalışanların sağlığını riske atmayacağını, merkezi izleme yönergesinde açıkça belirtilen kriterleri sağlayacağını, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından durumu değerlendireceği umut ediyorum. Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

Bartın’ın Amasra ilçesinde 42 madencinin hayatını kaybettiği maden faciasıyla ilgili yürütülen soruşturmada savcılık, 4 yönetici hakkında 1080’er yıl hapis cezası talep etti. Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğü’nde 14 Ekim'de yaşanan maden faciasında 42 madenci hayatını kaybetti, 10 işçi yaralandı. Amasra Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında kurumda çalışan 23 kişi gözaltına alındı.

Amasra Cumhuriyet Savcısı Ozan Mert Alıcı tarafından hazırlanan fezleke BartınCumhuriyet Savcılığı’na gönderildi. Hazırlanan fezlekede, tutuklu bulunan Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural için ‘Olası kastla öldürme’ suçundan 42 kez ayrı ayrı olmak üzere 1050'şer yıl, ‘olası kastla yaralama’ suçunu işledikleri gerekçesiyle 10 kez ayrı ayrı olmak üzere 30'ar yıla, toplamda 1080’er yıl hapis cezasıyla cezalandırılmaları gerektiği belirtildi. ‘Taksirle ölüme neden olma’ suçundan ise 4'ü tutuklu diğer 19 şüpheli hakkında ise 15 yıla kadar hapis cezası verilmesi talep edildi.

Ayrıca, 19 şüphelinin ‘Taksirle yaralama’ suçundan 3 yıla kadar cezalandırılması da istendi. Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan, Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen 23 şüpheli hakkındaki fezlekede, hayatını kaybeden madenci yakınlarından 106 kişi ise müşteki olarak yer aldı.

Fezlekede, 31 Ekim bilirkişi raporu işaret edilerek, müessese müdürü Cihat Özdemir'in patlamanın meydana gelmesine neden olan etkenlerden metan drenajı, havalandırma, kömür tozu mücadelesi, teknik personel sayısındaki eksiklik ve iş güvenliği eğitimleri ve acil durumlara yönelik tatbikatlarla ilgili, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi ve İşletme başmühendisi Mehmet Tural'ın kömür tozu, havalandırma ve iş güvenliği eğitimleri ve acil durumlara yönelik tatbikatlar, iş sağlığı güvenliği ve eğitim başmühendisi ve aynı zamanda iş sağlığı güvenliği ve eğitim şube müdürü Volkan Soylu'nun ise havalandırma ve iş güvenliği eğitimleri ve acil durumlara yönelik tatbikatlar ilgili kusurlu bulunduğu belirtildi.

Fezlekede 4 yönetici hakkında şu değerlendirme yapıldı: “Bilirkişi raporu kapsamında maden ocağında ve işlerinde tecrübeli olan şüpheliler Cihat Özdemir, Selçuk Ekmekci, Mehmet Tural ve Volkan Soylu'nun dahil oldukları yönetim ve karar alma süreçleri kapsamında gerekli teknik altyapı oluşturulmadan, yeterli yatırım yapılmadan ve iş güvenliği önlemlerinin alınmasını sağlamadan maden ocağında üretimin devam etmesine izin verdikleri, eksik ve tehlikeli çalışma yöntemini sürdüren şüphelilerin kusurluluk düzeylerinin bilinçli taksir düzeyini aştığı, anlatılan eksiklikler ve aykırılıklar dolayısıyla meydana gelen sonuca kayıtsız kalıp olayı kabullendikleri, böyle bir olayda öngörülmekle birlikte gerçekleşmeyeceği düşünülen bir neticeden bahsedilemeyeceği anlaşıldığından gerçekleşen neticeden olası kast hükümleri uyarınca sorumlu tutulmaları gerektiği ve olası kastla öldürme suçunun unsurlarının oluştuğu öngörülmüştür” denildi.