DÜNYA'NIN EN ÖZEL RENGİ; OTİZM

Değerli okurlarımız, 

Bartin.info ailesi olarak sağlığınız ile her zaman yakından ilgilenmeye çalışıyoruz. Sizin olduğu kadar çocuklarınızın ve ailenizin de sağlığı bizler için en önemli olgulardan biridir.

Ülkemizde sayıları her geçen gün artan Otizm Bartın'ımızda da mevcut. Dünyanın en özel renklerinden biridir Otizmli çocuklar. Onları renkli tutan en önemli şeyde; sevgidir.

Çünkü sevgi; onları büyütür, yedirir, içirir, gezdirir, yaşatır ve onlara hayat verir. 

Otizm ile ilgilenen tüm gönüllülere buradan selamlarımızı gönderiyor ve bu haftaki yazımızda hem otizm ile ilgili size bilgi aktarıp hem de yaşanılan bir örneği paylaşmak istedim.
 
Otizm Nedir?

Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir gelişim bozukluğudur. Otizm genellikle yaşamın ilk 2 yılında ortaya çıkar. Otizmli çocuklar genelde öğrenme zorluğu çekerler.

Otizmli çocukların büyük bir kısmında farklı seviyelerde zeka geriliği görülse de, zeka seviyeleri normal otizmli çocuklar da vardır. Ancak genel zeka seviyeleri ne olursa olsun, Otizmli çocuklar çevrelerindeki dünyayı algılamakta ortak bir zorluk çekerler

Bir annenin doğum sonrası çocuğunun (tüm engel grupları dahil olmak üzere) engelli olma oranı %2dir; Otizmli olması oranı ise %0.5’tir (eskiden bu oran 4/10.000 olarak değerlendirilirdi). Bir otizmli çocuktan sonra, ikinci çocukta otizmin ortaya çıkması riski %3 dür. Otizm erkek çocuklarda kız çocuklarından 4 kat daha fazla görünmektedir Her çocuktaki otizm belirtileri ve bunların seviyesi farklılık gösterebilir, bu nedenle otizmin seviyelerini kategorize etmek güçtür. Ayrıca, Asperger Sendromu ve Rett Sendromu olarak bilinen otizm formları da bulunmaktadır.

Otizmin Belirtileri Nelerdir?

Otizmlilerde, etkilenme dereceleri değişse de, aşağıdaki ortak belirtiler görülür;
  • Sosyal ilişkilerde güçlük
  • Konuşma güçlüğü
  • Sessiz iletişimde zorlanma
  • Oyun oynama ve hayal gücünü kullanmada zorlanma
  • Değişikliklere karşı tepki ve direnç gösterme
Otizmin tipik özellikleri

Otizmli Bir Çocuk,
  • Başkalarına karşı ilgisizdir.
  • Göz temasından kaçınır.
  • Başkaları ile kendiliğinden iletişim kurmaz.
  • İsteklerini bir yetişkinin ellerini kullanarak belirtir.
  • Diğer çocuklarla oynamaz.
  • Sürekli bir konu üzerinde konuşur.
  • Sebepsiz şekilde ağlar, güler ve sebepsiz davranışlarda bulunur.
  • Anlamsız sözleri üst üste tekrarlar.
  • Nesneleri tutup sürekli döndürmekten hoşlanır.
  • Değişikliklerden hoşlanmaz.
  • Yaratıcılık gerektiren oyunları oynayamaz.
  • Bazıları yaratıcılık gerektirmeyen bazı işleri oldukça hızlı ve iyi yapar
 
PEKİ OTİZMİN TEDAVİSİ VAR MI?
 
İşte gizli cevap bu hikayede;
 
ADI: AYBERK AKSU 
 
Kendisi %98’lerde otistik bir çocuktu. Annesi ve babası o küçükken ayrıldı. Bir tek babasıyla iletişim kuruyordu. Annesi hastalığını kabullenmişti. 

Ona bakıcı tutulmuş, krize girmesin diye ne istiyorsa yapılıyordu. Ayberk’in aldığı eğitim onu kendi dünyasından çıkaramamıştı. Hastalığından dolayı saçına bile dokundurtmuyordu. 

90 kilo civarındaydı. Ağız kaslarını kontrol edemediğinden salyası akıyordu. Yani görüntüsü hiç de iyi değildi.

Babası Naciye adlı biriyle evlenmiş, yurtdışına çıkmıştı. Daha sonra Naciye Aksu,eşine Ayberk’i yanına almayı istediğini söyledi. 

Ayberk için yeni bir ev aldılar, yüzmeyi sevdiği için havuzluydu. Bir gün Naciye Aksu, Ayberk havuzdayken, havuza havlu attı. 

Ayberk gidip onu aldı ve belli bir seviyede ona geri verdi. Bunu daha uzak olarak 3 kere yaptı ve üçünde de geri getirdi. 

En son getirişinde fark etti ki, Ayberk ona gülümsüyordu. Naciye, onun dünyasına girmeyi başarmıştı. Otizmi araştırmaya başladı ve ödül almış bir bilim adamının aslında otistik olduğunu öğrendi. 

Bu onda büyük umut yarattı ve Ayberk için uğraşmaya başladı. İlk olarak ona ”ver” demeyi öğretti. Bunun için en sevdiği soslu makarnayı kullandı. Ver demeyi öğrenmesi için onu aç yatırdığı bile oldu. 

Ve başardı, Ayberk ”makarna ver.” dedi. eğitimi yanında onun görünüşünün de düzelmesi gerekiyordu. Sürekli ”sallanma Ayberk, ağzını kapa Ayberk” diyerek onu uyarmaya başladı. 

Uyarma süreleri arasındaki fark günden güne açılıyordu. Evet bunu da başarmıştı.

Yüzme yanında yürüyüş bandında da çalışmasını istedi. Ayberk başta istemedi, krize girdi. Ama Naciye Aksu, bu sefer de patates kızartmasıyla kandırarak onu banda çıkardı ve yürüyüşe başlattı. 

Ayberk giderek kilo veriyor ve fit bir görünüm elde ediyordu. Kendi isteğiyle berbere gitti ve saçını kestirdi. Kendine baktıkça mutlu oluyordu. 

Bu sırada eğitiminde ilerleme kaydederken yemeğe ilgisi olduğunu fark ettiler. o geleceğin aşçısı olacaktı.

İlerlemeler çok iyi sonuç verdi, Otizm %20’ lere kadar geriledi. Ayberk artık normal bir genç gibiydi ve bir ilki gerçekleştirdi. O ilk otistik fotomodel oldu.

Anlatmaktaki amacım, bunun yayılmasını istiyorum. 

Çünkü ülkemizde hala otizmin tedavisi yok diye biliniyor.

Otizmin tedavisi var, Sevgi.

Fırat ÖZGÜL