DERNEKÇİLİK

Abone Ol

Şu ellerin taşı bana hiç değmez...
İllede dostun attığı gül yaralar beni..”

Hiç bir dostu yaralamak istemem ama bazı işler karşısında konuşmadan da yapamıyorum..
Sivil toplum gönüllüleri dünyanın en güzel insanlarıdır..
İskandınav ülkelerinde ülkede (takribi) nüfusunun 2 katı katar STK üyesi var olduğu söylenir. Bu her ferdin ortalama 2-3 dernek, clup, çalışma grubuna üye olduklarını gösteriyor.
Amerikada sadece bir günde ortaya konan gönüllü harketin bazı ülkelerde yapılan bir yıllik işgücü toplamına eşit olduğu söylenir..

Geçtiğimiz gün bir Hemşeri derneğinin genel kurulu vardı.Dernekçilik yaptığı iddiasındaki arkadaşlar yeni yönetim organlarını oluşturdular. Ayrıca Dernekçilik ne demekse... 

İlk bakışta fiilen yürümeyeceği belli bir yönetim planı, hiyerearşik yapı belli değil..
Kim kime karşı sorumlu, raporlama nasıl olacak kim kime yetki yada sorumlulukları dağıtacak... karar alma yetkisi kimde...
Yönetim kurulunda neden 30 kişi var?
30 kişilik yönetim kurulu nun üstüne 10 kişilik İstişare kuruluna neden ihtiyaç duyuldu. Konular yönetim kurulundan önce mi sonra mı istişare edilecek.
Hanımlar kurulu ve gençler kurulu neden ayrı ayrı oluşturuldu? Bunların bir arada bir düşünce ortaya koymaları ve bir uygulamaya geçirmeleri mümkün gözükmüyormu?
Hem hanım , hemde genç olanlar nerede gönüllü faaliyet gösterecekler?
Bu tutum biraz cinsiyetçi olmuş...
Merkezi istanbulda olan , aslında Batı karedenizlilerden oluşan dernek ayrıca Trakya/ Tekirdağ de, içanadolu/Ankarada , ilaveten iki farklı bölgede Beldede temsilcilik tesis eder.
En önemlisi bir hemşeri derneği 5 kişilik “siyasi işler” komisyonu kurar? Bu siyasi faaliyetler tüzükte açıklanmış mıdır? Siyasetin yeri dernek midir? Artık aleni mi yapılıyor siyaset...
Tüzüğe de koyun olsun bitsin..

Kimsenin hizmet aşkını ve şevkini kırmak istemem ama ...
Şu Dernekçilik oyununu da bırakın yani...