DANS EDEN İLK TÜRK!
Gelenek ve göreneklerine bağlı, yaratıcı özelliklere sahip, birlikte yaşama önem veren biz Türklerin merasimlerinin en önemli kısmını, halk oyunlarının oluşturduğunu görüyoruz. Cenazelerinde, düğünlerinde, dinsel ayinlerinde v.b. bir çok merasimlerinde halk oyunları hakimdir.
İlk Türk uygarlıklarından; Şamanların, Hunluların, Oğuzların günümüze kadar gelen belgelerinden de anlaşılıyor. Bu belgelerden biri de Çinli bir şair hanıma ait. Han Beyine gelin gelmiş bu Çinli şair… Hunluların adetlerinden, mektuplarında şöyle söz etmiş:
-“Davulu her gece durmaz döverler, ta güneşler doğana dek dönerler.” (M.Ö.2000)
Eğlence, dinlence, disiplin, kişisel gelişim, toplumsal gelişim, doyum(maddi –manevi),yaşamın olabildiğince en rahat ve akılcı bir şekilde idame ettirilebilmesi için gerekliliklerden sadece bir kaçıdır bu saydıklarım… Eğitimin malzemeleridir tüm bunlar. Bu kavramı, içerisinde barından değerlerin en başındadır halk oyunları…
Kültürdür…
“Oyun kültürün doğuşunda başlıca etkendir.”
İlkel çağ insanında, hayatın içerisinde zihinsel soyutlama yeterince olmadığından, bu seviyede teoriden bahsetmek mümkün değildir. Yalnız; ilkel tapınma törenleri vardır. Tapınmalarının en önemli bölümü, yansılama-öykülenme (taklit) oyunlarından, danslarından oluşurdu. Bugünkü öykünme atalarımızdan kalmış bizlere anlaşılan…
Törenlerde; doğayı ehlileştirmek, avını üstün kılmak, totemin insanüstü güçlerinden yararlanmaktı amaç… İlk insanlar işlerinin çoğunu dans ederek yerine getiriyorlardı. Bu bir ödevdi. Bu bir törendi…
Dans; Eski Yunan Uygarlığında her yaşta yapılan önemli bir eğitim unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Dansın; kültür -sanat değerlerinin yanı sıra “spor “ çeşitlerinin içerisinde de yer aldığı görülüyor eski Yunan da... Bedensel eğitimde, kişisel iş veriminin arttırılmasında en önemli etken olarak kullanılmış, müzik eşliğinde eğlenerek yapıldığı için de halk danslarına olan ilgiyi de arttırmıştır… Danslarına; özel giysiler, maskeler kullanarak, müzik eşliğinde sözlerde eklemişler; insan ilişkilerini, iç dünyalarının doğmaca(doğal)hareketlerle şekillendirip anlatmışlardır.
Günümüzde de halk danslarını, yöresel gelenek ve göreneklerin aynası olarak görmek mümkün… Tarih halk danslarında yaşatılıyor kısacası. Psikolojik bir tedavi olabileceğini de düşünüyorum…
“Toplu olarak yapılan danslar güven duygusunu da arttırır.”
İhtiyaçtan doğan danslar gelişerek, sanatın ilk halkalarını oluşturmuştur. Zamanla anlam kaybolmuş, hareket hakim olmuştur. Danstaki önem, yaşamda ki sırasında gerilemiş, insanoğlunun gelişmiş yaşamı, geçim derdi, hayatta kalabilme çabaları ister istemez ön plâna çıkartmıştır.
Ülkemizde halk oyunları son yüzyıl içerisinde önem kazanmıştır. Anadolu Uygarlıklarının Asya’dan getirdikleri kültür yelpazesi ile özümlenmiştir halk oyunları. Atalarımızın yaratıcı gücü, sanatta beğenide ve beceride değer biçilemez halk oyunlarımızı ortaya çıkartmıştır.
Türklerde danslar; kılıçla, mumlarla, mendillerle, testi ve kutsal sayılan araçlarla oynanırdı. Günümüzde ki halk danslarında da görmek mümkündür bu motifleri. Yöresel, efsaneleşmiş hikâyeler, figürlerin krokisini çıkartmıştır adeta. Aşklar, hüzünler, yalnızlık, manevi acılar da halk danslarına konu olmuş, ezgilerle harmanlanıp sunulmuştur. Anadolu’da bazı Türk boylarında yapılan ölüm dansı da yer yer görülmüştür günümüz halk danslarında. Zamanla değişimler, anlamlarından ve özel giysilerinden ayrışmasıyla erotik anlam kazanan “köçek” dansları oluşturmuştur.
Orta Asya’dan getirilen birikimler; Hititlerin, Frigyalıların, İyonların, Bizans kültür birikimleriyle harmanlanarak, Selçuklular ve Osmanlılarla yüceltilmiştir. İşte; geleneklere bağlı merasimlerimiz de bütün çeşitliliği ile paha biçilemez halk danslarımızdadır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında filme alındı(1929).Festivallerle birlikte ele alınmaya başlandı 1950lerde…Halk danslarıyla ilgili ilkyazı 1900 yılında Rıza Tevfik(Bölükbaşı) tarafından yazıldı.” Raks Hakkında” adı ile yazılan bu yazıdan sonra 1917 de okullara girmiş, öğretilen ilk dansta “Zeybek” olmuştur.
1951 yılında halkevleri siyasi gerekçelerle kapatılmış, halk dansları topluluklarının bu çatı altında ki yuvası da dağılmıştır. Sahipsiz ve ilgisiz kalan halk oyunlarımıza, Üniversite ve yüksek okullarda ki gençlerimiz sahip çıkmıştır.1955 yılında Yapı Kredi Bankası bu kültürel değerlerimize ”Halk Danslarını Yaşatma ve Yayma Tesisi” adı altında yuvasız kalan oyunlarımıza yeni bir yuva kazandırarak sahip çıkmıştır.1600 kadar dans olduğu, bunların 400 kadarının yaşadığı tespit edilmiştir. Yapı Kredi Bankası’nın1975 yılında yayınladığı, Sadi Yaman tarafından hazırlanan “100 Türk Halk Oyunu” adlı eser, kültürel bir değer olarak toplumumuza kazandırılmıştır.
Sonrasında; Turizm Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Köy İşleri Bakanlıkları da halk danslarının çalışma ve yayılmasında katkıda bulunmuşlardır.
“Milli Folklor Enstitüsü”
“Devlet Halk Dansları Topluluğu”
Konservatuarlarda da halk oyunların bölümleri açılıp, bilimsel çalışmalar da yapmışlardır. Günümüzde de devam etmektedir.
“Toplumsal bilimler içerisinde bir bilimdir halk dansları”
Gönül işidir de aynı zamanda…
Bartın Belediyesi Halk Dansları Topluluğunu da kuran Başkanlığımız; gönül adamı,bu işin üstadı,uluslar arası da isim yapmış Murat Erdem Öğretmenimizi de kazandırmıştır Bartınımıza… Halk danslarına olan özel ilgi ve yeteneğini bilimsel araştırmalarıyla da pekiştiren öğretmenimizin bu isim yapmışlığına şaşırmamak lâzım…Aşkla, azimle halk danslarına sahip çıkan az evvel bahsettiğim dönemin üniversite gençlerindendir öğretmenimiz…Ne kadar Makine Mühendisliği okumuş olsa da ağır basmış folklorik dans öğretmenimizin mesleki seçiminde… Gönülden yaptığı için de mutluluğunu yüzünden okumak çok mümkün…Yadsınamayacak bir disiplin ve güler yüzüyle,adeta bir çırpıda yapamayacağınızı düşündüğünüz en zor figürleri bile, hiç anlamadan,hatta eğlenerek öğreniveriyorsunuz…
Eğitmenliğinin yanında bu işin araştırmasını da yaptığını söylemiştim… Bartınımız için bir araştırmaya girişmiş şu sıralar Murat Erdem Öğretmenimiz. Belediyemizin de desteği ile Bartın erkek halk dansları topluluğunun oluşturulması ile uğraşıyor. Köy köy gezerek, görerek…
Bartınlı dans severlere Bitlis, İzmir, Silivri, Trabzon, Bartın kadın halk oyunlarını kazandırmış şu güne kadar… Teşekkürler Murat Erdem, övgüye değer kültürel çalışmalar için tatil günlerini de feda eden Bartın Belediyesi Kültür – Sanat sorumlusu Yusuf Varnalı’ya ve Belediyemize kültürümüze hizmetinden dolayı teşekkürler ediyoruz…