CUMHURİYET
Emek, alın teridir. Her damlasının izini taşır eserin içerisinde.Bir bilim insanının icadından tutun da otomobil fabrikasının işçisinin elinden geçen her bir parçada da alın teri yani emek mevcuttur. Özenirsiniz sahip olduğunuz mala işte bu sebepten.
Sahip olduğunuz taşınır taşınmaz her malın maddesel bir değeri vardır,manevi değeri de olabilir.Yani onun bir değeri vardır.Değersizsse zaten artık ya o sizin değildir ya da ondan kurtulmak istersiniz. Çünkü siz de o eşyaya sahip olmak için bir bedel ödemişsiniz dir ve o bedeli siz de emekle kazandınız.İşte biz buna Kadir değer bilmek diyoruz aslında.
Gurur duyarsınız emek verdiğiniz eserle ya da ay b aşında paranızı alırken kendinizle.Hassas olursunuz harcarken her kuruşunu.Hem akıllı hem de yerinde yararlı bir şeyler için harcamak istersiniz. Alın teri olduğu içinde içerisinde helal olduğundan emin huzur içerisinde harcarsınız.İnancınız gereği bereketli dir de artık paranız.
Bazı değerler vardır ki asla harcanamaz,üzerine katarak büyütürsünüz geleceğiniz için, ona gözünüz gibi bakar kollarsınız, işte onlardan bir tanesi vatandır…
Heleki vatan toprağında alın terini de solda sıfır bırakan ceddimizin kanının izi vardır.Vatan için içine ağlayan anaların göz yaşlarının tuzu vardır.Sıla da bir daha dönmeyeceğini bildiği halde yol bekleyen gelinlerin duaları da vardır o vatanın gökyüzüne karışmış.Toprağı da suyu da havası da emeğin en kıdemlisinin eseri dir.Ustalarının her biri canları pahasına savaşarak şehit olmuşlar kazanmışlar,gazilerse ölemedikleri için eseflenirken uzuvlarını seve seve feda etmişlerdir bu vatan için.
O halde bu vatan toprağı üzerinde yaşarken en iyi şekilde yaşamak farz olmuştur.İşte bu bilinçle o şehitlerin, o gazilerin komutanlığını yapan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK en iyi rejim için kolları sıvamış yeni bir mücadelenin savaşın içerisine girmiş aklın ve hukukun üstünlüğünü baz alarak Yeni Türkiye Cumhuriyeti ni kurmuştur.
O bir askerdi ama vatanını ve insanını çok seven çok yönlü bir asker.Kurtuluş savaşında ki cephelere parelel Anadolu da eğitim cepheleri de açtı cehaletle savaşmak için.Erkeklerini cepheye yollayan Türk ulusu nun kadınlarıyla başladı mücadeleye.Öğretmenler yetiştirdi.İnsanca,özgür düşüncenin hakiminin ulusun kendisinin olduğunu açıklayarak İlim ve bilim yapmanın,üretim yapmanın, çalışıp kazanıp büyümenin sırlarının hepsinin eğitimden geçtiğini anlattı vatanın en ücra köşelerine kadar inerek.
Bir ulusun varlığı ve o ulusun yaşadığı topraklarının sınırlarını bile o ulusun dili ile çizilebileceğini çözülebileceğini anlattı.Türk dilinin zenginliğini en iyi bilim dili olduğunu anlattı.Kendi meziyetlerinin farkında olmayan ulusun ne kadar büyük ve ne kadar değerli olduğunu Türk Tarihini inceleyerek yine ulusa anlattı.
Ve dedi ki: Bu ulus asla efendilerin,beylerin kulu değil,kölesi değil kendi kendisinin beyi,yine kendi kendisinin efendisi olacaktır.
29 Ekim 1923 DE CUMHURİYETİN KURULMASI ile bunu tüm dünyaya ilan etti.
Şimdi kim çıkıp ta bu topraklara göz dike bilir,kim çıkıpta haddini aşarak bölebilir.Hangi vatan evladı buna izin verebilir.Bu topraklar için bu vatanın her köşesinden İstiklal mücadelesinde on binlerce şehit verildi.
Alın teri ve asil kanın suladığı bu topraklar Türk insanının en kıymetli eseridir. Hiç kimse ona maddi bir değer biçemeyeceği gibi ne göz değmesine izin verilebilir ne de üzerine anlı şanlı bayrağımızın gölgesinin dışında başka bir gölge düşürebilir.
TÜRK ULUSUNUN CUMHURİYET BAYRAMI KUTLU OLSUN…
“NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE.”
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK.