ÇANAKKALE SAVAŞI BAŞLADI

Abone Ol
"Saat 13.00'e doğru savaş son şiddetini bulmuştu. Durum her on dakikada bir telgrafla İstanbul'a bildiriliyordu."
(Alb. Selahaddin Adil)


"Şehit ve yaralı sayısı artıyordu... Kumandaya başladığında megafonu delerek ağzına giren mermi parçasının dilini yaraladığı, iki dişini kırdığı batarya komutanı o vaziyette akşama kadar kumandaya devam etti."
(Yzb. Mehmet Hilmi)


"Kemeresi ve direkleri suda kayboluncaya kadar hızını kesmeden devam etti. Kıç tarafında birkaç kişi gördüm ve sonra Bouvet gözden kayboldu. Her şey iki üç dakika içinde olup bitti."
(Deniz Yb. Worsley Gibson)


"Saat 14.00'te Bouvet'nin battığı her taraftan görüldüğünden, herkesin maneviyatı üzerinde büyük tesir bıraktı."
(Alb. Selahaddin Adil)


"Düşmanın çıkarma teşebbüsünde acele edilmeyip, kayık ve şalopalar kıyıya 200-300 metre yanaştıktan sonra şiddetli ateş açılacaktır."
(26. Alay, 3. Tabur savaş emri)


"Pusunun zamanlaması mükemmeldi... Gizlenmiş Türkler için sadece hedef talimiydi..."
(Yzb. Richard Willis)


"Kumda yüz kadar ceset sıralanmış yatıyor. Bazısı tanınmaz halde. Her kum şeridinde, korunaklı görünen her yerde yaralı, parçalanmış, kanamalı veya ölmekte olan askerler yatıyor."
(Reverend Herald Foster)


"Kumandanlarla subaylar kılıçlarını çekmiş halde askerleri merdivenlere sevk ediyorlardı. Görünen, iş bu kumandan ve subaylar da Türk kurşunundan kurtulamadı. Tek bir fişek bile boşa gitmiyordu. Hatta çok defa oldu ki, bir fişek ile birkaç düşman vuruldu."
(Mahmut Sabri)


"Bugün öğleden sonra gökten insan eti parçaları yağdı. Düşman denizden bir mermi atmış, sesini duymadık. Deniz tarafında bir tepede bitlenen bir ere isabet edince, er parçalanmış."
(İsmail Hakkı)


"Ateşin nereden geldiğini görmedik. Kendimizi yere attık... Zavallı Horton, tam alnının ortasından vuruldu. Annesini sayıklaya sayıklaya öldü. Zavallı daha 16 yaşında bile değildi."
(Er Joe Mırnav)


"Anneciğim, Dublinlilerin başındaydım. 200 adamla siperden tırmandığımız anda, Türkler iki makineli tüfekle çapraz ateşe başladı. Çıkan ilk altı adamdan vurulmayan bir tek bendim."
(Guy Nightingale)


"Onları giderken seyretmek muhteşemdi. Kesinlikle kurşunlardan etkilenmiyorlardı. Kalkar kalkmaz vurulanlar hariç. Daha önce bu kadar kararlı yüzler görmedim. Of! Ne fotoğraflar kaçırdım."
(Charles Bean. Avusturalya resmi savaş muhabiri.)


"16 Mayıs. Tüm kalbimle biliyorum ki artık bittim."
(Elis Silas)


Siperde arkamda ve önümde ölü ve yaralılar vardı. Askerler onların üzerine basıyordu."
(Bnb. Zeki Bey)


"Ölüler çok kalabalıktı. Onlara gösterebileceğimiz tek saygı, yüzlerine basmamaktı."
(Charles Bean)


"Ateş içinde yanıyorduk... Yorulmuş gözlerimi açıp baktığımda, karşımdaki İngiliz kuvvetlerinin siperlerin haricinde parladığı fark ettim. Düşman hücum ediyor diye seslenmişim."
(Yd. Sb. Münim Mustafa)


"Güneş doğmak üzereydi. Hızla siperlerin önünde yürüdüm, komutanlara beni izlemelerini, kırbacımı indirdiğimde hücuma kalkmalarını söyledim. Biraz sonra şehit olabileceklerini bildikleri halde, hepsinin gözü ileride, süngüleri elinde idi... Kırbacımı indirdim. Artık bir tek ses duyuluyordu. Allah Allah..."
(Yb. Mustafa Kemal)


Akşam bir fincan daha sinekli çay ve bir parça yapış yapış ve sinek kaplı peynir ve küçük bir kutu kayısı reçeli paylaşıyoruz... Reçeli görmek mümkün olmuyor; yalnızca yapış yapış ve mide bulandırıcı siyah-mavi bir karışım görülebiliyor."
(Joe Murray)


* * *

Yukarda yazılanlar Çanakkale Savaşı’nın anlatımında sadece devede bir tüy olup daha nice nice anlatılamayan ve yazmakla bitmeyecek, kelimelerin bile ifade edemediği satırlardan küçücük bir kesittir…

Başlı başına bir tarih olan Çanakkale Savaşı tüm dünyaya TÜRK’ ün gücünü göstermiş, emsalsiz bir örnek teşkil etmiştir. Tamamen savunma savaşı olan ÇANAKKALE; Türk’ün vatanına, namusuna, toprağına göz dikmenin bedelini dünya’ya göstermiş, bir kez daha TÜRK’ e karşı savaş açılamayacağını ispat etmiştir.

Savaşa giderken geri dönmeyi düşünmeyen ve bugünü bize armağan eden başta ATATÜRK olmak üzere tüm kahraman şehit ve gazilerimizi saygıyla anıyoruz.