CAMİYE KOŞALIM, KUR’AN’LA BULUŞALIM
Bartın Cuma Hutbesi
Aziz Kardeşlerim!
Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Gerçekten bu Kur’an, en doğru yola ulaştırır. İyi işler yapan müminler için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.”
Okuduğum hadis-i şerifte ise Efendimiz (s.a.s)şöyle buyurmaktadır: “İnsanoğlu ebediyete irtihal ettiği zaman amel defteri kapanır. Şu üç kişinin defteri ise kapanmaz ve bunlara sevap yazılmaya devam eder. Ardında sadakayı cariye, yani kalıcı bir hayır bırakan kişi. İlmini insanlığın hayır ve hizmetine sunan kişi. Kendisine hayır duada bulunan bir evlat yetiştiren kişi.”
Kardeşlerim!
Bir kitap düşünün! İnsanlık âlemini evrensel değerlerle buluşturdu. Aşağıların aşağısına yuvarlanmış insanlığı yüksek değerlere kavuşturdu.
Bir kitap düşünün! İnsanlığı hak, hakikat, adalet, ahlak, fazilet, birlik, beraberlik ve kardeşlikle tanıştırdı.
Bir kitap düşünün! Medine’de bir medeniyet nüvesi meydana getirdi. Kızgın çölün bereketsiz topraklarında bedevi insanlardan, medeni bir toplum oluşturdu.
Bir kitap düşünün! Küfür, şirk, kin, nefret ve intikam toplumunu, hem de çok kısa bir zaman diliminde iman, İslâm, sevgi, muhabbet ve rahmet toplumuna dönüştürdü.
Aziz kardeşlerim!
İşte Yüce Kitabımız Kur’an’ın mesaj ve anlam dünyası ile çocuklarımızı ve gençlerimizibuluşturmak en başta gelen vazifemizdir! Unutmayalım ki yeryüzünde bulunan her şey bize birer emanet olarak verilmiştir. Sahip olduğumuz bütün nimetler, bizlere Allah’ın emanetidir. Gerçek şu ki; bize verilen en büyük ve en değerli emanet, ciğerparelerimiz olan çocuklarımızdır.
Bizler, dünyaya veda ettikten sonra arkamızdanhayır dualar edeceksalih evlat bırakmalıyız. Dualarımızı en çok bu yönde yapmalıyız. Allah’tan salih evlat istemeliyiz. Yavrularımızın salih birer evlat olarak hayatlarını devam ettirebilmeleri için üzerimize düşen vazifeler vardır. Her evladın ana-baba üzerindeki en büyük hakkı, her şeyden önce ona bir benlik, bir kişilik ve kimlik kazandırmasıdır.
Yavrularımıza benlik kazandırabilmek içinöncelikle onlara hayatın manasını öğretmeliyiz. İnsanın değerini, yaratılış gayesini, nereden geldiğini ve nereye gideceğini öğretmeliyiz.
İkinci olarak çocuklarımıza kişilik kazandırmalıyız. Kişilik ise her şeyden önce güzel ahlak ile şekillenir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), bu konuda“Hiçbir anne-baba, çocuğuna güzel ahlaktan daha kıymetli bir miras bırakmamıştır.” buyurmuştur.
Üçüncü olarak yavrularımıza kimlik kazandırmalıyız. Onları Allah’a kul, Muhammed Mustafa (s.a.s)’ya ümmet, İslam’ın değerler manzumesi ile donanmış erdemli kişiler olarak yetiştirmek, bu hayattaki en önemli görevimizdir.
Kardeşlerim!
Bir hafta önce bir eğitim ve öğretim dönemi daha sona erdi. Çocuklarımızın Kur’an ile, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in örnek hayatı ile, cami, mihrap ve minber ile, ibadetlerletanışmalarıve buluşmaları içinçok güzel bir fırsat mevsimi başlıyor… 23 Haziran’da başlayıp 22 Ağustos’a kadar devam edecek olan Yaz Kur’an Kurslarımız açılıyor. Bu yaz, “Camiye koşalım, Kur’an’la buluşalım”şiarıyla camilerimiz göz aydınlığı çocuklarımızla şenlenecek…
Aziz Kardeşlerim!
Yavrularımızın yaz Kur’an kurslarına katılmasına anne-babalar olarak rehberlik ve öncülük edelim!Çocuklarımızı, hocalarımıza emanet edelim! İki ay içerisinde cami ile tanışıp, caminin manevi atmosferi içerisinde koşuştursunlar!Kelime-i şehadeti, kelime-i tevhidi öğrensinler! Rabbimizi tanıyıp bilsinler!İnancımızı, abdesti, namazı, zekâtı, haccı, orucu öğrensinler! İnsanî ve ahlâkî erdemleri, sevgiyi, saygıyı, doğruluğu, dürüstlüğü öğrensinler! Paylaşmayı, yardımlaşmayı, dayanışmayı, merhameti, kardeşliği, birlik ve beraberliği öğrensinler!Kur’an’la tanışsınlar, Allah’ın kitabını okusunlar!Zira onları vatanımıza, milletimize, Müslümanlara ve tüm insanlığa faydalı ve hayırlı birer insan; bizlere hayır dua eden salih bir evlat olarak yetiştirmeye, bugün, her zamankinden daha fazla muhtacız.
Aziz Kardeşlerim!
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), bir hadislerinde ideal gençliği, “neşeyi Rabbine ibadette bulan gençlik” diye tarif etmiştir. Ne hazindir ki, bugün,bazı gençlerimizin neşeyi nerelerde bulmaya çalıştığını ve oraların,onların ömürlerini nasıl törpülediğini, hayatlarını nasıl tahrip ettiğini hepimiz biliyoruz. Zira neşeyi Rabbine ibadette bulamayan gençlik, neşeyi, sevinci, huzuru başka yerlerde arayacaktır.
Unutmayalım ki, milletlerin istikbâli gözlerindeki ışığa bağlıdır. Gözlerinin nurunu kaybeden milletler, geleceği göremezler, sağlam bir istikbalinşa edemezler. Çocuklarımız, gençlerimiz, gözlerimizin nurudur; kalplerimizin sürurudur. Hutbemi Rabbimizin Kur’an-ı Kerim’de bizlere öğrettiği bir dua ile bitirmek istiyorum:
"Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle"