BU MÜCADELE
İktidar olmakla muktedir olmak ayrıdır, ikisi aynı şey değildir.
İktidara gelişin demokrasi yoluyla seçimle gelmiş olsanda (genelde muktedir olmak zordur).
Muktedir olabilmek çok ülkelerde de aynıdır yani zordur.
Dünyada muktedir olabilme kavgasında bir çok cinayetlerde işlenmistir.
Çok gerilere gitmeden bir kaç örnek vermemiz gerekirse:
Amerikan Başbakanı John F. Kenediy (22 Kasım 1963)
Suudi Arabisten Kral Faysal Bin Abdülaziz (25 mart 1975)
Pakistan Cumhurbaşkanı Ziya Ül Hak (17 ağustos 1988)
Pakistan Başbakanı bayan Benazir Butto (27 aralık 2007)
İtalya Papa 2. Jean paul (13 mayıs 1981) gibi daha bir çok örnekler verilebilir.
Ülkemizde:
Ülkemizdeki durumda pek farklı değildir,darbelerin yaşandığı görev süresinden önce erken seçime gitmeler.
Darbeler, Balans ayarı gibi ifadelerle farklı darbeler ve darbe girişimleri vs.
Bizdeki tarihsel olaylardan bir kaç örnek:
Darbe sonucu Başbakan rahmetli Adnan Menderes`in idam edilmesi,
1980 darbesinde bir sağdan bir soldan astık ayırım yapmadık diyebilindi.
Hatta yaşı küçük olanın yaşı büyütülüp idam edilebilmişti.
Cumhurbaşkan`ı Turgut Özal`a suikast ve (ölümündeki sır tartışılıyor).
Orgeneral Eşref Bitlis 17 şubat 1993
Tuğgeneral Bahtiyar Aydın 22 ekim 1993
Uğur Mumcu 24 ocak 1993
Gaffar Okkan 24 ocak 2001
Muhsin Yazıcıoğlu 25 mart 2009
gibi bir çok suikastla şehit edilmiş örnekler verilebilir ve failleri bulunamamış ne yazıkki olaylar aydınlatılamamıştır.
Bu ve benzeri olaylar muktedir olma cinayetleridir.
Bir çok Askerimiz, Polisimiz, Bürokratımız ve Halk sehit edilmştir.
(Bütün şehitlerimizin ruhları şad makamları cennet olsun)
Hangi hükümet gelirse gelsin ülke için millet için kalkınma adına birşeyler yapılmaya niyet edilse bile, uluslar arası baskılar başlar, içeride de olaylar çıkartılır adım atılamazdı.
İlk bakışta vitrinde iktidarı (Hükümeti) görürsün herşey yolunda derken bakarsın yokluk başlar,
Yağ, Şeker, Gaz ve Akaryakıt kuyrukları vs. vs. uzar giderdi.
Daha yeni seçimden çıkıldığı halde hükümet istifa sesleri yükselirken, bir taraftan da erken seçim sloganları başlardı.
Yeni seçilenlerde enkaz devraldık, bizden mucize beklemeyin,elimizde sihirli deynek yok gibi
Açıklamalarla neyi nasıl yapacakları konusunda vaadlerden öteye ciddi bir programda yoktu.
Maddi imkansızlıkdan dolayı kredi alınan ülkelerden veya dışa bağımlılıktan dolayı imkan verilmiyordu.
Ülkemizde süregelen alışılmış bir sistem millet vekili transferleri, hükümetler kurulur, yıkılır ve o yıllarda açıklanmayan veya açıklanamayan iktidarlara muktedirlerin hakim olma kavgası devam edegelmiştir.
Günümüze gelecek olursak:
Bu süreç (Muktedirlerin) Sn.Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminden bu güne kadarki süreçte, sessizce devam ettirmek istendiğini ülkemize yapılan baskılar, olaylar ve bir yığın dalavereleri görmekteyiz.
Ekonomik,siyasi ve istihbarat birliktelikleri nin bizim aleyhimize oldukları dost ve müttefik görünen ülkelerin yanıltmaları, Sn Cumhurbaşkanınızın da dediği gibi ikiyüzlü oldukları artık tamamen günyüzüne çıkmıştır.
Sn.Prof.Dr. Necmettin Erbakan hocamız bu sözde dost ülkeleri dönem dönem çok anlatmıştı. Ruhu şad olsun.
En son 17 temmuz 2016 darbe girişimi ve sonrasında ihanet çeteleri, her dönemde sistemin figüranlığını yapan bukalemun lar netleşip ortaya çıktı.
Sözde dost görünen ülkelerin içlerindekini kusmasıda, ülkede uyanışa, kenetlenmeye birlik ve beraberliğe vesile olduğunu demokrasi mitinklerinde gördük.
Döviz kuru baskılarıyla ve siyasi baskılarlada olmayacağını anlayan ülkeler, her zaman olduğu gibi terörü destekleyerek terörle can yakmaya kaos çıkarmaya devam ediyorlar.
Her türlü dış baskılara rağmen inşallah ülkemizde şafak sökmeye başladı, bazıları görmek istemesede millet olarak görülmüştür.
Milletimiz Cumhurbaşkanımız Sn.Recep Tayyip Erdoğanın çağrısıyla canı pahasına vatanına sahip çıkmış ve güven duyup dövizlerini bozdurup maddi desteğinide göstermiştir.
Bu sancılar İstikrarın, İstikbalin ve İstiklalin sancılarıdır.
Zafere ulaşmak için Dua, Çalışmak, Emre itaat, sonuç Allaha aittir.
BU MÜCADELE İKTİDARIN MUKTEDİR OLMA BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİDİR !
Dostça Selamlarımla...