BİZ BARTIN'I ÇOK SEVDİK,HATTAT BİZDEN UZAK DURSUN…



Biz Bartın'ı çok sevdik,ona ait ne varsa o na gelen sözden,gözden sakındık. Biz.Biz Bartınlılar,güvenmek de istedik ama güvenemiyoruz bir türlü çünkü memleket genelinde bu güveni sağlayacak hemen hemen hiçbir girişim göremedik maalesef.Ne yapılırsa yapılsın,büyük veya küçük çaplı,insanoğlunun bencilliğinin had safhalara ulaştığı,doğal yaşam alanlarının katline maalesef defalarca şahit olduk.

Köprü yapılır, HES yapılır,bir gecede baz istasyonları kurulur, kurtlar kuşlar uyurken derelerimize zehirli fabrika atıkları atılır, Zararlı kimyasallarla madencilik yapılır ve masraftan kaçmak için firmalar arıtma, filtreleme den kaçarlar. Onlarca yılda büyüyen yüzlerce,binlerce ağaç katledilir.Su canlılarının yaşamsal yerleşkeleri bozulur,atmosferin doğal gaz düzeni de bozulur  ve biz bunlara maalesef kaybettikten sonra dillendirerek sadece seyirci kalırız.Ucuza mal edip,üçü de beşi de hesaplayarak, oradan buradan kırparak, haksız kar oranlarını yükseltip yandaşlarına para kazandırmak isteyen rant peşinde koşan, maalesef insanlıklarını kaybetmiş diyeceğim bürokratların, dünyalık hevesleri yüzünden, binlerce kez şahit olduğumuz bu haksız yapılanma örnekleri güven mevhumunu ortadan kaldırmıştır.

Gözleri nasıl bir para hevesine büründüyse, Avrupa'nın,Dünya'nın kullanıp satışa çıkardıkları hurdalarını benim ülkemin girişimcileri alıyor, etik ve ahlaki olmayan usullerle son teknoloji  santral inşaatı diyerek halka yutturmaya kalkıyor,ki; defalarca şahit olduk ülkece… İşte Bartın Halkını 2009 dan buyana güvensizliğe iten bu ve benzeri meselelerdir sürekli teyakkuzda tutmaya ve her an hareket etmeye mecbur bırakan.İşin en önemli yanıysa dünyanın terk ettiği termik santral işletmeleri,son teknoloji de olsa en az zarar konumun da bile büyük kayıplara yol açıyor ki her şekilde bilir kişilerce izah edilmiştir. Neden turizmin, doğanın en canlı olduğu bu bölgede kurulup,Bartın  çöle dönüştürülmeye çalışılıyor, işte bunu anlamak mümkün değil.

Bartın da bu kadar uzun süre bu işin mücadelesini veren bu şirket belli ki Bartınlıyı çok hafife almış ve hangi akla hizmet bütün varlığını da buraya yatırmış olabilir diyeceğim sadece…Yoksa bütün varlığı olmasa aklı başında hiçbir girişimci bunca yılı boşu boşuna harcamaz.İşte bu  fikir de tabiri caizse doğayı ve insanlığın geleceğini düşünen Bartın halkını kıllandırıyor.Ve bu sebepten her an tetikte olmalarını sağlıyor.

Termik santral demek;

- Her gün sıcak kül atığın dere veya  deniz yatağına boşaltılıp sudaki yaşamı öldürmek demek.

- Buharlaşmayla birlikte kalkan toz bulutunun yeşil yaşamı da kaplayıp, soluk almasını engelleyip onu da yok etmek.

- Yine bacalardan ve soğutma işlemleri sırasında atmosfere karışacak zehirli gazların bölge insanlarınca solunarak akciğer ve solunum yolu hastalıklarına yol açacak olması demek.(Kanser ve türevleri)-

- Üst solunum yolu hastalıklarıyla günümüzde mücadele veren bir bölgeyken  ondan sonrasını düşünmek bile istemiyorum.

- Tarım,hayvancılık, hatta balıkçılık ve turizm hepsinin sonu demek…

Yedi yıldır, tüm bunları anlatan Bartın Platformu ve  Bartın'ı seven,  doğayı ve insanca yaşamayı sevenler olarak yine tek vücut olduk ve hep böyle olacağız.En son sözü halk söyler…

Amasra Bartın'ın göz bebeği,Dünya'nın da gözü dür…Dünya'nın gözüne kimse kem gözle bakamaz…