BAYRAK



Her milletin kendine ait bayrağı vardır. Temsil ettiği milletin, duygularını, düşüncelerini, inançlarını temsil eder. Yere düşürülmesi, yırtılması, yakılması temsil ettiği millete hakarettir.

Yahudilikte üçgen kutsaldır. Hatta iç içe girmiş iki üçgen Hz. Davut (a.s)’ın mührünü temsil eder. İsrail’in bugünkü bayrağıdır.Hz. Davut (a.s.), Hz. Musa (a.s.)’dan önce İsrail oğullarına gönderilmiş hükümdar ve peygamberdir. Yahudi din adamlarının boyunlarındaki kolyelerinde ve genellikle mimarilerinde bu şekli görmekteyiz.

Genellikle Hıristiyan dinine mensup olan devletlerin bayrağında da “haç” işaretini görürüz. Hıristiyanlıkta bu işaret Hz. İsa’(a.s.)nın çarmıha gerildiğini ifade eder. İslam inancına göre çarmıha gerilmemiş, O’nun yerine bir başkası idam edilmiştir. Hz. İsa(a.s.), Allah’ın huzuruna ölümsüz olarak çıkmıştır. Dünyada ölümü tatmayanlardandır. Hıristiyan din adamlarının da boyunlarındaki kolyelerde, ellerindeki asalarında, kiliselerin mimari şekillerinde hep “haç” işareti vardır. Bu devletlerin bayraklarındaki işaretler, değişik renk ve şekillerle ifade edilmektedir. Şarapta Hz. İsa’nın kanını temsil ettiği için kutsaldır. Onun için ekmeğe batırılıp yerler. Bu, Hz. İsa’(a.s.)nın kutsal ruhaniyetinden feyiz almaktır.

Renklerin de çeşitli anlamlara geldiğini biliyoruz. Beyaz: lekesizliği, kusursuzluğu, iffeti, namusu, barışı; Kırmızı: sağlık, sıhhat, ateş ve kan rengini ifade etmektedir. Diğer renklerde belirli anlamlara gelmektedir. Siyah: matem; Sarı: hastalık; Yeşil: murada ermek gibi….

Bayrağımızın üzerindeki renk ve şekilleri, okul sıralarında bize anlatılanlarda doğruluk payı olsa da tatmin edici cevap değildir. Türk bayrağı rengini şehitlerin kanından aldığını, savaş alanında kan gölüne yansıyan gökteki ay-yıldızın da bayrağa konduğu anlatılır. Elbette ki doğruluk payı vardır. Bayrak hakkındaki bu bilgi, bayrağın taşıdığı kutsallığı ve derinliği tam olarak anlatmaz.

Osmanlıların çeşitli dönemlerinde bayrakların renginde ve şekillerinde değişiklik olmuştur. Aşık Paşa’nın ifadesine göre Konya Selçuklu hükümdarı Osman Gazi’ye peygamberimize mahsus olan beyaz bayrak (sancak) göndermiştir. 15.yy. da da donanmanın bayrağı kırmızıdır. Bu dönemlerde her sınıfın bayrağının rengi ve şekilleri değişik resimlerle simgelenmiştir. 16. yy.dan sonra biri beyaz, diğeri kızıl iki sancak kullanılmıştır. İlk defa “ay-yıldızlı” bayrak; ll. Mahmut ve lll. Selim’den sonra binalara asılmıştır. 19.yy.dan sonrada “hilal” ve “yıldız” işareti, bayrak resmi olarak kullanılmıştır. Bayrağımızın bugünkü şekli 1936’ da kabul edildi ve uygulandı. Bu bayrak, geometrik şekillerle çizildi.

Bayrağımızdaki ayın “hilal” şeklinde olması derin anlamlar ifade etmektedir. Ay’ın dolunay şekli en fazla ışık verdiği an olmasına rağmen “hilal” tercih edilmiştir. Arapça harflerle “hilal” ile “Allah” kelimeleri aynı harflerle yazılmaktadır. Bu kelimelerin harfleri değer olarak birbirlerine eşittir. İslam ülkelerinin bayraklarına baktığımızda “hilal-yıldız” veya “Lâilâhe İllallah, (Allah’tan başka ilah yoktur.)” “Kelime-i Tevhid”i görüyoruz. Allah kelimesinin kutsallığından dolayı atalarımız, bu kelimeyi hilal’e, hilali de sembolize ederek, zekâlarının üstünlüğünü ortaya koymuşlardır.

Yahudilerde üçgen veya altıgen olan yıldız, İslam ülkelerinde ve bizde beş çıkıntılıdır. Bu da “yıldız”ın kanatlı olduğuna işaret etmez. Zaten gökteki yıldızlar kanatsızdır. Bundaki incelik ise, “Muhammed” yazısının Arapçadaki ifadesidir. Bu yazıda beş çıkıntı vardır. Birinci “mim”in başı, “ha” harfinin dirseği, ikinci “mim”in kıvrımı ve “dal” harfinin alt ve üst kanadı beş çıkıntıyı meydana getirir ki bu da yıldız şeklini alır. İslam’ın temel şartı da beştir.

“Hilal” Allah inancını, yıldız peygamberimiz olan Hz. Muhammed (a.s.)’a bağlılığımızı ifade eder. İmanın şartları da, bu sembolle ifade edilmiş olur. Yani, “Lâilâhe İllallah Muhammed’en Resulüllah” sözü bayrağımıza nakşedilmiştir. Camilerimizdeki minberde ve minarelerin tepesinde de “ay-yıldız”ı görmekteyiz.

Kırmızı: şehitliği; beyaz: kefeni; hilal-yıldız: Allah ve Resulünü ifade eder. Maddi ve manevi yönden kutsaldır. Bu topraklar üzerinden inmeyecek, bayrağa eli uzananın kolu koparılacaktır. Çünkü Malazgirt’ten Kurtuluş Savaşına (bu topraklar üzerinde ne) kadar Türk-Kürt, insan varsa kanlarını AY YILDIZLI BAYRAĞIMIZ için akıtmışlardır. 

Bayrağımıza ve ezanımıza saldıranlar, onları görmekten, duymaktan rahatsız olanlar dâhili ve harici bedhahlardır. Bu topraklarda kıyamete kadar ezan susmayacak, gönlerinden bayrak inmeyecektir.

“TOPRAK UĞRUNDA ÖLEN VARSA VATANDIR”
VATAN SEVGİSİ İMANDANDIR.