Yumun gözlerinizi annesi, kız kardeşi karısı, kızı güçlü, başarılı, onurlu, şerefli olan bir erkeğin hayata karşı duruşunu başının dikliğini ve memleketçe ülkece dünyaya yaydığı ışığı görün. Bu bakışla gözümüzü memleketimiz Bartın'a çevirdiğimizde daha da kolaylaşır, daha bir çekilir olur hayat. Medeniyet vardır, asalet vardır, görmüş, geçirmişlik vardır her biri ulu bir çınar olan büyük annelerimizden kalan maharetlerle donanmışızdır. Her tarafı yemyeşil arkası deniz önü, yanı ırmak ,çepe çevre sarmış doğa. Alıcı gözle bir bak, kadınlarımıza sırtında sebze küfesi, elinde yoğurt bakracı tereyağı kabı nasıl da salınır gün ışımadan çıktığı yolu bazen 1,5 bazende 2 saatte alsa da boncuk boncuk terleri silerek umutlu, mutlu bir gülümsemeyle girer pazaryerine. Huzurla koyar küfesini her zaman bellediği yere, tanıdıktır simaları pazar yerine erken gelen çarşı eşrafının hanımlarının onlar için geçmişten gelen bir alışkanlıktır. Erkekler işyerlerini açmadan pazarı dolanıp taze süt, yoğurt, yumurta sebze almak. Bayram yeri gibidir salısı, cuması Bartın'ın gurbetteki de bellemiştir zamanını kaçırmaz taze dalından kopmuş meyvasını, bellidir kırsal kesimdekinin ihtiyacı öğlene kadar çoktan boşaltır küfesini sıra ona gelmiştir.
Yüksünmeden, küsmeden yaşama sırtlamakta geçimliliğini. Oğlan var askerden gelince everecek, kız var abisinden sonra sıraya girecek. Gurbettekilerden ayrı alırlar büyük şehirlerdeki kadın, erkek mücadelesinin haberlerini. Okumuş cahillerin hemcinslerine ettiklerini ah, vah la yaşanır mı bu hayat diye avuturlar kendilerini. Onlar alışmışlar çapa ellerinde sorgulamadan erkeklerini nereden geldin, nereye gidiyorsun sorularıyla sıkıştırmadan sere serpe, özgürce çalışıp, kazanıp gönüllerince alacağını alıp ,vereceğini vererek başları dik atasından erkeğinden takdirle karşılanmaya. Diyeceğim o ki başkadır Bartın'da kadın olmak çiçek gibi basma entarileriyle, bembeyaz baş örtüleriyle hem tarih, hem de yaşadığı zamanın kokusuyla çeşme başında su sırası bekleyen Ayşe teyzeler, Fadime Yengeler, Sevim hanımlar Oya kızlar onlar için boş geçen zaman menfumu diye bir şey yoktur. Çalışmasını da bilirler, gezmesini de, eğlenmesini de, yemesini de bilirler, yedirmeyi de. Medeniyet vaktinde gelmiş memleketime arada var elbet sorun çıkaranda. Önemli olan en aza indirmek karanlığı. Var mı zarar gören aydınlıktan cahil dostun olacağına, okumuş düşmanın olsun der büyüklerimiz çok önem verirler eğitime. Sayılıdır oda yoksulluktan okuyamamış, insanı ayırt etmez Bartınlı. Kadın, erkek çok değer verir ilime, bilime. Daha geçtiğimiz yıl kaybettik elim bir kazayla Bartınlı bir fizik profösörümüzü rahmetle anar yolumuza devam ederiz. Biz böyle gördük, böyle biliriz şirin, görülesi Bartınımız'a, tarihi dokusuyla kıymetli Amasramız'a, Ulusumuz'a buyrun bekleriz. İnşaallah geldiğinizde hepinizi memnun eder hayırlarla uğurlarız daha çileğimiz, balığımız, manda yoğurdumuzu var sırada. Vakti geldiğinde onları da kaleme alacağım ama bizleri doğurup, büyüten, doyuran hem esirgeyip, hem koruyan hayata hazırlayan bizlere örnek olan, üreterek ev geçimine katkı sağlayan köylüsüyle, şehirlisiyle şanımızı dünyaya duyuran Bartınlı KADINLARA teşekkürler. Dünya durdukça bu ışığı saçmaya medeniyetle, maharetlerimizle üreterek yaşanası bu hayatı yaşamaya devam ederiz....
Not: Sağda gördüğünüz fotoğraflar 2003 - 2004 Atv Baştacı Programında Neşe Erberk ajansının mankenlerinin giydiği, her biri aylarca titizlikle Telkırma işlenmiş kınalık, gelinlik, abiye ve çantalardır. "Ne demiş ATALAR'ımız nazar etme ne olur, çalış senin de olur"...
Bu yazıyı 2008 yılında ZÜRİH Başkonsolosluğunun davetiyle gittiğim Zürih' te bir Bartınlı olarak "TÜRK" kadınını anlatmak amacıyla kaleme almıştım. Gelen teklif üzerine Bartin infoda sizlerle paylaşıyorum. İnşaallah haftada bir gün sizlerleyim. Saygılarımla.