Amerikan Yönetimi Kürtleri Yine Ortada Bıraktı

Abone Ol
Amerikan yönetimi, Ortadoğu coğrafyasında çıkar politikalarını sürdürmek için terör örgütleri nedeniyle kendine vize çıkartıyor.
Bölge tamamen enerji rezervlerinin üzerinde oturduğu için kontrolü de elden bırakmak istemiyor...
Bu nedenle de bir yandan bölgenin hakimiyetini sürdürmek, diğer yandan İsrail'i gözeterek Büyük Ortadoğu Projesi'ni adım adım ilerletmek istiyor.

Öte yandan Ortadoğu bölgesinde işbirliği yaptığı Kürtleri de sadece ihtiyaç duyduğu zaman ve kullanmak için hatırlıyor.

Onları her defasında istediği hedefe güdümlüyor. Piyon olarak dilediği yere sürüyor. Senaryoda yaptığı minik rutuşlarla aynı oyunu devamlı izletiyor.

Misal; Sene 1974, Molla Mustafa Barzani, ABD'nin desteğine güvenerek Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti hayaliyle ayaklanma çıkardı. Irak yönetimi, Batı yörüngesine tekrar girip, gerekli anlaşmaları sağlayınca, ABD Kürtleri gözden çıkardı ve verdiği desteği geri çekti. Irak rejimi de 50 bin kişiyi katlederek, ayaklanmayı feci bir şekilde bastırdı.

Sene 1990, Irak'ın Kuveyt’i işgal etmesiyle ABD, Kürtleri tekrar hatırladı. Teşvikleriyle bir daha ayaklandırdı. Kürtler, bu kez Kuzey Irak Bölgesi'nde bir parlamento oluşturduysalar da bağımsızlık yolunu yine ABD engelledi.
Sene 2017, ABD'nin desteğiyle Irak'ta yapılan bağımsızlık referandumu ABD'nin, Kürtlerin arkasında sağlam durmaması neticesinde fiyaskoyla sonuçlandı. Mesut Barzani bölgesel yönetim liderliğinden çekilmek zorunda kaldı.

Görüldüğü üzere ABD yönetimi, çıkarları doğrultusunda her zaman, herkesle pazarlık ve görüşmeler yapabiliyor?

Menfaati söz konusu olduğunda "tavşana kaç tazıya tut" diyebiliyor...
Amacına ulaşabilmek için Kürtlere hep mavi boncuk dağıtıyor ve her seferinde onları bağımsızlık şekeriyle kandırıyor.
Bölgeyi dizayn etmek için ayrılıkçı olanlara eğitim, silah ve her türlü lojistik desteği veriyor, ama onları da bir ölüm makinası olarak görüyor? ABD askeri öleceğine, "Kürtler ölsün" anlayışını benimsiyor.
Esasında gerçek yüzünü her fırsatta açık ediyor ama bir tek Kürdistan sevdalısı olanlar bunu göremiyor?
ABD'ye duyulan sonsuz güven ve itimad hissinin bedeli her zaman çok ağır oluyor..
Çünkü ABD yönetimi Kürtleri değil, kendi stratejik kazanımlarının hesabını yapıyor.
Böyle olunca da yaklaşımı tutarlı ve ilkeli olmaktan öte, hep ikiyüzlü oluyor.

Şimdi tarih Suriye'de yeniden tekerrür ediyor...

Amerikan Başkanı Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptığı görüşmesinin ardından, bütün denklemleri değiştiren Suriye'den çekilme kararını aldı..
Bu karar bölücü örgüt PKK ve Suriye uzantısı PYD/YPG'de inanılmaz bir yıkıma neden oldu. Terör örgütünde hiç beklenilmeyen ve hesap edilmeyen bu durum, çözülme ve kırılmaları tetikleyecektir.

Bilindiği üzere Amerikan yönetimi, Ortadoğu'da ki her adımını planlı ve programlı olarak atıyor. Her politikasını ince hesaplara göre yapıyor.

Bu anlamda Amerikan askerlerinin Suriye'den çekilmesi, bölgede barışın sağlanması adına kulağa hoş gelse de, bunun bir taktiksel çekilme olabileceği de hiçbir zaman gözardı edilmemelidir?
Trump yönetiminde, PKK/PYD'ye dağıtılan binlerce TIR ağır silahın ne olacağı da belli değildir?
ABD, Suriye'den çekilme kararını uygulasa bile, bölgede güç dengelerinin ne şekilde değişeceği hususu da belirsizliğini şimdilik korumaktadır?

Belirli olan ise meydana gelen otorite boşluğunu büyük bir oranda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin dolduracağıdır..

Çünkü terör örgütleri ile mücadele eden Türkiye Cumhuriyeti'nin tahammül sınırları çok zorlanmıştır.
Dolayısıyla bölgenin terör yapılarından temizlenmesi, sadece Suriye'nin kuzeyi değil, aynı zamanda Kuzey Irak Bölgesi'nde de barış, huzur ve güvenliğin tesisi, kardeş ülke Türkiye'nin varlığına bağlıdır.

Başka bir husus ise Amerikan desteğini yanlarında bulunca ayrılık arayanlar, bu desteği yitirince arkadan bıçaklandıklarını düşünüyorlar? Oysa akrebin işi sokmak. Akreple yatağa girenin mukadder sonu da her zaman sokulmaktır...

Burada esas olan, tüm bu yaşananlardan ders çıkartarak, asırlardır birlikte kardeş gibi yaşamış toplulukların, emperyalistlere güvenipte bir daha ihanet içine girmemeleri, kışkırtmalarına kanıpta hareket etmemeleri ve kendilerini kullandırtmamayı artık öğrenmeleridir.