AHİLİK



Yazımıza, ahiliğin tanımından başlarsak: Ahilik, kelime olarak, Arapça “kardeşim” anlamına gelen “Ahi” kelimesinden gelmektedir. Bunun yanında, Ahilik kelimesinin Türkçe kökenli “Akı” kelimesinden geldiğini savunanlar da vardır. Akı kelimesi “eli açık, cömert, yiğit” gibi anlamlara gelmektedir. Yani hem kardeş gibi olacaksın, hem de cömert ve elin açık olacak. Çevrene faydan olacak, kimse senin hakkında kötü biri olduğunu düşünmeyecek.

Aynı zamanda Ahilik birlikteliği, kolektif ruhu yansıtır, ben merkezcilikten uzak, kendisini cemiyet için feda etmeyi, kendi çıkarlarını değil üyesi olduğu birlikteliğin ortak menfaatlerini gözetmeyi benimsetir.

Ahilik kültüründe, birlik beraberlik ve dayanışma vardır. Bir Ahi kanaatkar olmalıdır, çoğa tamah etmemelidir. Bu kültüre sahip olanlar, en zor günlerinde bile mesleki dayanışmayı elden bırakmamışlardır. “Ben siftah yaptım. Siftah yapmayan komşumdan alın” diyebilen kültürden bugünlere gelinmiştir.

Ahilik kültürü, şimdi olduğu gibi müşteri kaybetmeyeyim diye bir sürü yalan söyleyip, allayıp pullayıp tüm müşterileri kapma tamahkarlığını hiçbir zaman onaylamaz. Ayıplı mal satanın, müşteriyi kandıranın, sattığı malda yaptığı işte taahhüt ettiği özellikleri barındırmayan kişinin papucu dama atılır. İşyeri bir süreliğine kapatılır, o kişi iş hayatından bir süreliğine men cezası alır. Hatta iş hayatında tekrar başarıyı yakalaması çok zor olur. Günümüzde özellikle yeni bir kardeşi olan küçük çocuklara söylediğimiz “senin papucun dama atıldı” deyimi de buradan gelir.

Ahi mensupları arasında, aynı işi yapan esnafların arasında tatlı bir rekabet vardı. Şimdiki gibi rakibini öldüresiye rekabet ortamı yaratıp tüm rakiplerini bertaraf ederek kartelleşme durumu asla yoktur. Ahilikteki bu tatlı rekabet, şu dizelerde de ifade edilir:
Hak ile sabır dileyip
Bize gelen bizdendir
Akıl ve ahlak ile çalışıp
Bizi geçen bizdendir

Ahilikte en temel prensip cömertliktir diyebiliriz. Bununla ilgili bir anekdot vardır; Hz. İbrahim’e gelen bir Mecusi onun evinde misafir olarak kalmak ister, bunun üzerine Hz İbrahim mecusi’ye Müslüman olmak şartı ile evinde misafir kalabileceğini söylemiştir. Bunun üzerine Hz İbrahim’e şöyle bir vahiy gelir: “Ey İbrahim, kafir olmasına rağmen biz bu adama 50 senedir rızık veriyoruz, senin kapına bir kez geldi, onu geri çevirdin, der. Bundan dolayı; ahi öylesine cömert olmalıdır ki, sadece kendi akrabaları ve yakınları ve Müslümanlar değil, gayr-ı Müslüm hatta hayvanat bile bu cömertlikten istifade etmelidir.

Ahiliğin bazı değerlerini sizlere kısaca aktardım, bu güzel özelliklere sahip olma yanında tüm üyelerin uyması şart olan altı temel ilke bulunur. Bunlar:
1- Elini açık tutmak,
2- Sofrasını açık tutmak,
3- Kapısını açık tutmak,
4- Gözünü bağlı tutmak,
5- Beline sahip olmak,
6- Diline sahip olmaktır.

Bu ilkeler tüm toplumu ayakta tutan değerlerdir, Bu ilkeler gerek iş hayatında gerekse sosyal hayatta mutlaka uygulanmalıdır. Bu ilkelere, bu değerlere sahip çıkıldığı sürece toplumda sosyal barış sağlıklı bir şekilde sağlanır, iş hayatındaki anlaşmazlıklar ve haksız rekabetler azalır, cemiyette huzur ortamı sağlanır. Değerli okurlarım kim ahiliğin hayata geçirmeye çalıştığı sağlıklı bir sosyal ve iş hayatından rahatsız olabilir ki.

Ahice bir hayat dileğiyle hepinize sevgi ve saygılarımı sunarım.