4-4-2 & 4+4+4



Yeni bir bakanla yeni bir başlangıca tekrar merhaba! Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ömer Dinçer yeni adımlar atmaya başladı. İlk aşamada iyi yetişmiş öğretmenleri modern eğitim araçlarıyla (akıllı tahta-tablet) buluşturduğumuz zaman yetişmiş insan kalitesi bakımından AB standartlarına ulaşmamız kolaylaşacaktır.Bu anlamda Fatih projesi umarım beklentilerimiz karşılar. Gelelim yeni tasarı 4+4+4'e. Tasarıyı düzenleyenlerin bile tam oturtamadığı yaş, okul öncesi eğitim ve istihdam konusunda sıkıntılar olduğu bir tasarı . Bu tasarıda diğer çok tartışılan husus ise ikinci dört yıldır. İkinci dört yıla başlarken çocukların meslek seçecek olgunluğa ulaşamayacağına karşın, meslek seçmesi değil öğrencilerin merak ve ilgilerine göre ders seçme söz konusu cevabı gelmektedir.Diğer iddia ise TUSİAD'dan geldi.Kız öğrencilerin yeni sistemle eve kapatma amaçlarının olduğunu söylemine karşı,hükümetin verdiği cevap eğitime esneklik, tercih ve özgürlük kazandıracak bir sistem olduğunun söylenmesi idi.

Kimileri daha da eskilere dönerek öc alma da dedi. Bu yeni düzenleme ile 28 Şubat kararlarıyla kapatılan İmam Hatiplerin orta kısımlarının yeniden açılmasına ve meslek liselerinin tekrar canlanmasına vesile olacak.Gelişmiş ülkelerdeki mesleki eğitimin % 70,ülkemize bu rakamın %30 'larda olması bu hususu destekliyor gibi gözükürken ,muhalefetin ise 28 Şubat intikamı olarak algılanmasıda duygu , düşünce ve birlikteliğe ket vuruyor.

Yani anlaşılıyor ki çoğumuzun aklı karıştı . Bunu bizlere daha iyi anlatma yolu bulunabilir mi ? Biz futbolu izlemesini ve yorumlamasını çok severiz.Nasıl 4-4-2 taktiği var ise 4+4+4 sitemide futbol analojisi ile anlatabiliriz. Sistemler ve taktikler iyi algılandığında ve uygulandığında sizi başarıya götürür. Nasıl Galatasaray 4-4-2 ile UEFA ve Avrupa Süper Kupasını almışken , başka bir takım 4-4-2 ile hezimetler yaşayabilir. Önemli olan sistem için tüm ortamı hazırlayan (başbakan-başkan), sistemi yöneten (Milli Eğitim Bakanı-teknik direktör) ve yönetilenler ( öğretmen-futbolcu) önemlidir . Herşey düzgün olduğunda sevinen öğrenci(halk)-taraftar olacaktır.

Bu konuda Baş Öğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ün sözünü unutmayalım . "Milli Eğitim'in gayesi yalnız hükümete memur yetiştirmek değil, daha çok memlekete ahlâklı, karakterli, cumhuriyetçi, inkılâpçı, olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek kabiliyette, dürüst, düşünceli, iradeli, hayatta rastlayacağı engelleri aşmaya kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir. Bunun için de öğretim programları ve sistemleri ona göre düzenlenmelidir. "