Ekim ayında yapılmasını beklediğimiz 25. Bartın Uluslararası Kitap Fuarı maalesef Amasra’da meydana gelen üzücü maden kazası nedeniyle önümüzdeki haftalara ertelendi.
Kolay değil, ilimizde bugüne kadar 24 kez düzenlenmiş olan bir kitap fuarından bahsediyoruz ki bu hiç de azımsanacak bir olay değildir.
Belediyemizin titizlikle ve özenle bu konu üzerinde durduğunu, yılların tecrübesiyle her sene güzel bir organizasyon gerçekleştirdiğini hepimiz biliyoruz.
Müsaadenizle bu yazımda son yıllarda dikkatimi çeken, şahsen gözlemlediğim ve zaman zaman da çevremdekilerle tartıştığım birkaç hususu belirtmek istiyorum.
Amacım sizlere bu noktaları tek tek açıklamak ve bir anlamda organizasyonu gerçekleştiren yetkililerin dikkatini çekmek.
Türkiye’nin çeşitli illerinde kurulan bu tip fuarların kurulma amaçları nelerdir?
Bana sorarsanız bu sorunun cevabı çok net ve açıktır.
Toplumların genel kültürlerini genişletmek, geliştirmek, bireylerin algı düzeylerini güçlendirmek, eğitim ve öğretimi desteklemek, kitap okuma alışkanlığını geniş kitlelere kazandırmak, her şeyden önemlisi düşünen, sorgulayan, eleştiren güçlü bireyler yetiştirmektir.
Hepimiz biliyoruz ki güçlü toplumlar her zaman güçlü bireylerin omuzlarında yükselirler.
Bu açıdan baktığımızda kitap fuarlarının ne kadar önemli ve vazgeçilmez olduklarını anlarız.
Peki, böyle bir kitap fuarını daha verimli hale getirmek için neler yapabiliriz?
Yöremizde gerçekleştirilen kitap fuarını insanlarımız, çocuklarımız, öğrencilerimiz için nasıl daha cazip hale getirebiliriz?
Geçmişte gerçekleştirilmiş olan kitap fuarlarına baktığımız da bazı önemli noktalar hemen dikkat çekiyor.
Örneğin ilk açılış günü hariç diğer günlerde halkın, okulların ve de öğrencilerin katılımlarının çok az olduğunu, çoğu kişinin içeriye girip sadece sadece turladıklarını, büyük bir çoğunluğun tek kelime bile etmeden, eline bir kitap dahi almadan ve de kitabın kokusunu içine çekmeden yürüyüp gittiklerine de şahit oluyoruz.
Sadece anasınıfına gidenlerle ilkokul çağında olan çocukların ki buna tüm okullar da dahil değil, öğretmenleriyle birlikte geldiklerinin, hızlı adımlarla salonu dolaştıklarının, ince bir iki masal kitabı aldıktan sonra grup resmi çektirdikten sonra gittiklerinin de farkındayız.
Neden hiçbir lise ve hatta üniversite sınıfı bu fuarlara gelmez, kitapları incelemez, yazarlarla tartışmaz ve de tüm olup bitenlerden kendine bir pay çıkartmaz, bilir misiniz?
Çünkü onları cezbedecek, ilgilerini çekecek, heyecanladıracak kitaplar, yazarlar o kadar az ki.
Ciddi yayınevlerinin olmadığı, dünya çapında eserlerin bulunmadığı, yazarların çok az miktarda standlarda hazır beklediği bir kitap fuarından bahsediyorum.
Mesele bu fuarlarda üç beş liraya kilo işi ucuz kitap satmaksa bunun için fuara da gitmeye gerek yok. Günümüzde her şey internet üzerinden sipariş verilebilip alınmakta zaten.
Düşünün ki müfredat gereği ortaokullarda “Yazarlık ve Yazma Becerileri Dersi” işleniyor. Hazır böyle bir fırsat ortaya konmuşken neden bu fuarlara çok daha fazla yazar katılımını sağlamıyorsunuz?
Liselerde “Yazarlık Atölyeleri Projeleri” dersi verilirken neden fuarda yörenin yazarlarına da özel bir stand hazırlayıp onların da katılmalarını, ilimiz okullarınca tanınmalarını, çocuklarımıza rol model olarak hizmet vermelerini temin edemiyor sunuz?
Benim şahsi fikrim bu tip fuarlara öncelikle ilimizin Türkçe ve Edebiyat öğretmenlerinin ilgi göstermeleri gerektiğidir. Onların öncelikli olarak yapacakları denetim ve verecekleri tavsiyeler sonucu öğrencilerin kitap seçmeleri çok daha büyük faydalar sağlayacaktır.
Yörenin yazarları ki desteklenmeleri halinde sadece bir haftalık fuar boyunca değil, fuar sonrasında da çocuklarımızı teşvik etmede, onları yüreklendirmede, kitap okuma alışkanlıklarını geliştirmede yardımcı olmalı ve hatta onlara geleceğin düşünürleri olmaları konusunda yol göstermelidirler.
Umarız ki bundan böyle organizasyonu sağlayan yetkililerimiz çıtayı biraz daha yükseklere asıp herkesin sabırsızlıkla beklediği, koşarak gittiği bir fuarın öncülüğünü yaparlar.
Kağıt üretimindeki fiyat artışları nedeniyle kitap fiyatlarının başını alıp gittiği günümüz ortamında fuarlar da cazibelerini yitirirlerse geriye ucuz kitap satmaya çalışan sıradan yayınevleri ile okumayı düşünmeyen, algılama ve sorgulamadan uzak, kültür yoksunu çocuklar ve gençler kalır.
Böylesini de her halde hiç kimse istemez.