1992’DE KARA RAĞMEN FUTBOL VARDI



24 ARALIK 1992

1992-1993 sezonunda Galatasaray’ın Türkiye Kupası 6. kademesinde rakibi Bartınspor’du. Tek maç eleme sonucu tur atlama sistemine göre oynanan kupa karşılaşmalarında Galatasaray, Bartınspor ile Bartın’da karşılaşmıştı.

O yıllarda ikinci lig rakibi karşısında mutlak favori olan Galatasaray’ın asıl rakibi ise Bartın’da Aralık ayında bastırmış olan kardı. Maçın hakemi Alican Lakot kar nedeniyle maçı 40 dakika geç başlatmıştı. Maçın ilk yarısını Gutschow golü ile 1-0 önde kapatan Galatasaray, ikinci yarıda da Gütschow ile perdeyi açmış, ardından Erdal ve Hakan ile iki gol daha bularak karşılaşmadan 4-1 galip ayrılmıştı.

Galatasaray maçtan galip ayrılmıştı ama asıl macera maçtan sonra başlamıştı. Galatasaray Futbol Takımı, İstanbul’a tam 16 saatlik yolculuğun ardından dönmeyi başaracaktı.

KARL HEİNZ FELDKAMP KALEMİNDEN BARTINSPOR

Karda yürümek Galatasaray'ı kaynaştırmıştı

Türkiye'ye nasıl yansıyor bilemem. Ancak Aralık ayının 23 ve 24'ü Avrupa insanı için önemli günlerdir. Dini ve kültürel yönü vardır. Avrupalılar 23 ve 24 Aralık günlerini mutlaka aileleri ile birlikte geçirmek ister. Uzakta olanlar toplanır. O günlerde dünya işi ile uğraşmak istemezler.

1992 yılının 23 Aralık günü Galatasaray antrenörü olarak Türkiye Kupası'nda Bartınspor ile deplasmanda oynamak zorunda kaldık. Dönüşte Ankara'dan uçak bulamadığımız için karayolu ile Bartın'a gitme kararı verdik. Maçın oynanacağı şehre gidişimiz oldukça neşeli idi. Ancak maçın oynanacağı 23 Aralık sabahı yataklarımızdan kalktığımızda yaklaşık 40 cm kar yağdığını gördük. Her yer bembeyazdı. Maç oynama şansımız yoktu. Maç saati gelip stada gittiğimizde hakem yoğun kar yağışı nedeniyle maçı oynayamayacağımızı söyledi. Bu karara çok memnun olmuştum. İleri bir tarihe ertelenen maç nedeniyle Noel gecesini eşim ve çocuklarımın yanında geçiririm diye düşündüm. Ancak sevincim kısa sürdü. Çünkü hakem maçı bir gün sonra oynayacağımızı, dolayısıyla şehirde kalmamız gerektiğini söyledi. Tam bu sırada stadı temizleme fikri aklımıza geldi. Futbolcular ve kenardaki görevlilerle yarım saat içinde sahayı maç oynanacak hale getirdik. Bu zorlu kupa maçını kazandık. Maçın bitiş düdüğü ile birlikte en kısa zamanda İstanbul'da olmanın planlarını yapmaya başladım. Otobüsümüze bindik. Yaklaşık bir saat gittikten sonra Bolu yakınlarında İstanbul istikametine doğru yolun tamamen tıkandığını gördük.

İşte o an Türkiye gerçekleri ile tanıştım. Otobüsümüz ne ileri gidebilir, ne geri gelebiliyordu. Aralarında Hakan Şükür, Arif, Tugay, Okan ve Hayrettin'in de olduğu futbolcu grubuyla yaklaşık 8 km uzakta olan bir benzinliğe yürümeye karar verdik. Karlı ve soğuk havada istasyona geldiğimizde her taraf tıklım tıklım insan doluydu. Araçlarıyla gidemeyenler buraya koşuşmuş. Galatasaray futbol takımının istasyon lokaline sığındığını gören insanların yüzünde biranda mutluluk belirdi. Kelimelerle tarif edilemeyecek bir atmosfer oluştu. Yaklaşık bir saat kaldığımız bu mekan adeta genişledi. Futbolcular birbirleriyle daha iyi kaynaştı. İnsanlar zor durumda birbirlerine yardımcı oldu. Sevgi ve saygı doruk noktaya ulaştı. Aradan yıllar geçmesine rağmen o zorlu gecede yaşanan güzellikleri şimdi gibi hatırlıyorum.

O günlerde cep telefonu yoktu. Zar zor bir telefon bulduk ve İstanbul'daki eşime haber verdim. O da futbolcu eşlerini arayıp, haberdar etti. İstanbul'a sabaha karşı saat 05.00'de varabildik. 1992 yılından buyana her 23 ve 24 Aralık tarihlerinde bu tabloyu hatırlıyorum. Daha sonra Galatasaray'a Avrupa'da da büyük başarılar getirecek olan ekibin temelleri sanırım o gece atıldı. Futbolcular omuz omuza tabiat zorluklarına göğüs gerebilmeyi öğrendi.

Bartınspor ile oynanan kupa maçı sonrası dönüş yolunda çekilen o çileli saatler Galatasaray'ın daha sonra yenilmesi zor olan bir ekip olmasını sağladı.

FOTO GALERİ