Hattat Holding'in Amasra'da yapmayı planladığı termik santrali protesto eden Amasra esnafı, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde kepenk kapatarak Bartın Platformu'nun mücadelesine destek verdi.
Amasra'da insan zinciri oluşturuyor
Bartın Platformu'ndan yapılan açıklamada; "Amasra Ankara'da satılıyor. Yıllardır süregelen termik santral girişimlerinin son bulması için 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde Amasra'da oluşturacağımız insan zinciri ile termik santrallere geçit vermeyeceğiz. 5 Haziran 2014 saat 18.00'de Bartın Eski Terminal'den ücretsiz servisler ile Saat 19.00'da Amasra'dan başlayacak insan zinciri için yola çıkacağız." denildi.
HAFIZALARI TAZELEYELİM
Amasra’da termik santral yapma girişimleri tamamen hukuksuz bir şekilde sürdürülüyor. Termik santrallerin hiçbir planda yeri yok. Üstelik bütün planlar termik santral yapılamaz diyor. Bilimsel çalışmalar termik santralin Bartın’ın sadece ekolojisine değil ekonomisine de zarar vereceğini söylüyor. Bartın’ın ekonomisini tehdit eden en önemli faktörün termik santral olduğu çeşitli bilimsel kaynaklarda yazılıyor. Bartın Halkının termik santrale karşı olduğunu bilmeyen kalmadı. Aslında bu süreç 29 Kasım 2010 tarihinde Çevre ve Orman Bakanlığı’nda yapılan “ÇED Kapsam Belirleme ve Format Verme Toplantısı”nda bitti. Buna rağmen bu süreç çeşitli siyasi etkilerle ve hemşerilik ilişkileriyle devam ettirilmeye çalışılıyor.
29 Kasım 2010’da Ankara’daki toplantıda; “Tarlaağzı ve Gömü alternatif alanlarının yer seçimi açısından uygun olmadığı, bu alanların ÇED süreci dışına çıkarılması ve ana alternatif olarak düşünülmemesi gerektiği, ÇED çalışmasının ise Delikliburun Mevkii veya Filyos Vadisi Mevkiine odaklanmasının uygun olacağı” söylenerek ÇED sürecinin devamı yönünde karar verilmiştir. Fakat, ÇED sürecinin Delikliburun’u içerecek şekilde devam ettirilmesi hem hukuksuz, hem de planlara aykırı bir girişimdi. Tarlaağzı ve Gömü için uygun olmayan, zararlı bulunan termik santrallerin, bu sahanın 2 km. batısındaki Delikliburun için de uygun olmadığı ve vereceği zararların 2 km doğusundaki alanla aynı olduğu çok açıktı. Şirketin de istemediği bu yerle ilgili ÇED süreci 2012 yılında donduruldu.
Hattat Holding’in Amasra’yı yok etme hayalleri her yıl daha da büyüyor.
1999’da 150 MW’lik bir termik santral.
2005’de “Termik santral yapmayacağız. Sadece kömür çıkaracağız” Mehmet Hattat
2007’de 600 MW’lık bir termik santral.
2008’de 1320 MW’lık bir termik santral.
2009’da 2640 MW’lık bir termik santral.
2010’da 2640 MW’lık iki termik santral.
2012’de 4000 MW’lık termik santral (sayısı bilinmiyor).
2013 Ocak ayında 5000 MW’lık termik santral (sayısı bilinmiyor)
2013’ Şubat ayında 6400 MW’lık termik santral (sayısı bilinmiyor)
Bu beyefendileri hayallerinden uyandırmazsak rakamlar daha da büyüyecek. Şirket yetkililerinin kafa karışıklığı bunlarla sınırlı değil. Bakın şimdiye kadar hangi bilgi ve rakamları revize etme gereği duydular:
2007’de akışkan yataklı santral,
2009’da pulvarize santral,
2010’da süperkritik pulvarize,
2011’de ultra süperkritik,
2012’de ultra ultra süperkritik kazan teknolojisine sahip santral kuracaklarını söylediler.
Bu ne hesap bilmezliktir ki, kuracakları santralin en önemli özelliği olan yakma teknolojisi her yıl değişiyor. Değişen hesaplar sadece bunlar değil. Termik santralde çalışacak işçi sayısı kendi raporlarında 800 olarak verildiği halde, yaptıkları açıklamalarda halkımızı yanıltmak için 3 binden başlayarak 11 bine kadar çıkardılar. Amasra’yı enerji üssüne çevireceğini iddia eden şirket; yapacağı yatırım miktarını başlangıçta milyon dolarlarla ifade ederken, şimdi milyar eurolarla ifade ediyor. İşin ilginç yanı aynı yetkilinin 26 Mart 2010’da 2 milyar euro diye verdiği rakamı, sadece 12 gün sonra 7 Nisan 2010’da 3.5 milyar euro olarak açıklaması. Elinden tutan yok, arttır arttırdığın kadar. Fakat, Bartınlının gözünü boyayamazlar.
Şirketin Türkiye Taşkömürü Kurumu ile yaptığı anlaşma gereği Amasra’da 20 yılda 56 milyon ton kömür çıkarması gerekiyor. Aradan 9 yıl geçti fakat çıkan kömürü gören yok. Bir de metan gazı çıkaracaklardı ondan da haber yok. 21 Şubat 2012 tarihinde Ankara’da Çinli bir firma ile yaptıkları işbirliği anlaşmasına davet ettikleri Enerji Bakanı Taner Yıldız’a Amasra’da ilk kez çıkarıldığını iddia ettikleri bir adet kömür parçasını hediye ettiler. O da sahte çıktı. Çünkü kömürün 6500 kalori olduğunu söylediler. Oysa herkesin bildiği gibi Amasra’dan çıkan kömürün ısıl değeri 3000-3500 kalori. Doğrusu gönül Enerji Balkanımızın bu müsamereye ortak olmamasını dilerdi.
Ortaklık deyince o konunun da dikiş tutmadığını herkes biliyor. 15 Nisan 2010 tarihinde Bartın İl Özel İdare Müdürlüğü Salonu’nda yapılan toplantıda şirket, İngiliz International Power adlı şirketi ortağı olarak tanıtıp, International Power şirketinin bir yetkilisini bu toplantıda konuşturmuştu. Aradan geçen süre içinde bu İngiliz şirketten bir daha haber çıkmadı. Bu sefer 2011’de Çinli DATONG şirketiyle ortaklık kurduklarını söylediler. Daha sonra AVIC ve Harbin Elektrik adlı iki Çinli şirketle daha termik santral kurma konusunda ortaklık yaptıklarını söylüyorlar. Şubat 2013'ün ilk haftasında medyada yer alan haberlere göre Şirket Çin ve Güney Kore'de ortak aramaya devam ediyordu. 2013’de Polonyalı Kopex S.A. ve Famur S.A firmalarıyla zamanın Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan huzurunda Amasra’da kömür çıkarmak ve termik santral inşa etmek üzere işbirliği anlaşması yaptı. Bakalım Bartın Halkını kandırmak için daha kaç ortak bulacaklar?
Yapılan hesaplar şirketin kuracağını iddia ettiği termik santrallere gereken kömürü ithal ederek Rusya veya Ukrayna’dan getireceğini gösteriyor. Proje içinde devasa bir liman projesi olduğunu herkes biliyor artık. 2640 MW veya 5000MW’lik termik santraller için yöre kömürünün yetmeyeceğini çeşitli belgelerle açıkladık. Bu durumda kömür yurt dışından getirilecek, ortak yabancı olacak, finansman yabancı, teknoloji yabancı, hatta Çinlilerle çalışırlarsa işçilik de yabancı olacak. Bu durumda enerji temininde dışa bağımlılıktan nasıl kurtulacağız. Biri bunu açıklamalı.
2013'de Şirket daha önce iki kez iptal edilen yere (Tarlağazı-Gömü köyleri) tekrar ÇED başvurunda bulundu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bürokratları bu hukuksuz başvuruyu kabul ederek yeni bir ÇED süreci başlattı. 19 Şubat 2013 tarihinde yapılmaya çalışılan "ÇED Halkın Katılımı" toplantısı yöre halkının tepkisi nedeniyle yapılamadı. Buna rağmen iki gün sonra Ankara'da yapılan "ÇED Kapsam ve Format Belirleme Toplantısı"nda üç yıl önce format verilmeyen yere bu sefer format verilip kapsam belirlenerek ÇED sürecinin devamı sağlandı. Bunda kararı veren bürokratlar üzerinde oluşturulan yoğun siyasi baskıların etkili olduğu biliniyor.
Şirket bu gelişmeler üzerine aynı yere 1320 MW gücündeki ikinci bir termik santrali (Batı Karadeniz Entegre Termik Santrali) yapmak için yeni bir ÇED başvurusunda daha bulundu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapılmak istenen bu santralin daha önce format verilmeyen Bartın Termik santraliyle aynı yerde olduğu gerekçesiyle başvuruyu geri çevirdi.
18 Eylül 2013 tarihinde Hema Entegre ÇED " 1. İnceleme Toplantısı" yapıldı. Projenin Amasra'ya vereceği zararlar nedeniyle ÇED sürecinin dondurulmasına karar verildi. Bu kararda Orman Genel Müdürlüğü ve Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü'nün görüşlerinin olumsuz olması etkili oldu. Rapor karar vermesi için Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'a gönderildi. Bakan süreci bitirmesi gerekirken "2. İnceleme Değerlendirme Toplantısı "yapılmasına karar verdi.
30 Mart seçimleri öncesi yapılmasına karar verilen "2. İnceleme Değerlendirme Toplantısı" AKP Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç'un yetkililerle görüşmesi ile ertelendi. Bu durum bizdeki ÇED sürecinin olumlu sonuçlandırılması için siyasilerin devreye girdiği hakkındaki kuşkuları artırdı.
30 Nisan 2014 tarihine ertelenen "2. İnceleme Değerlendirme Toplantısı" Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü'nün görüşünün sümen altı yapıldığının anlaşılması üzerine Bartın Belediye Başkanı'nın itirazı üzerine, kurumun görüşünün bulunması için 3. İnceleme Değerlendirme Toplantısı yapılması için ertelendi.
8 Mayıs 2014 tarihinde "3. İnceleme Değerlendirme Toplantısı" yapıldı. Bu toplantıda bir tiyatro oynandı. Olumsuz görüşler olumlu gösterilerek raporun olumlu şekilde sonuçlandırılmasına çalışıldı. Bakanlıklar sorumluluğu bir birinin üzerine attı. Toplantıda, yapılacak olan sanki termik santral değil de basit bir binaymış gibi işlem yapıldı. Üstelik Orman Genel Müdürlüğü'nün olumsuz görüşünün bakan oluruyla değiştirildiği, yine hayati önem taşıyan Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü'nün olumsuz görüşünün siyasi baskılarla olumluya çevrildiği görüldü. Raporun olumlu şekilde nihayetlenmesi için görüş oluşturulmaya çalışıldı. Bartın Belediyesi, Amasra Belediyesi ve Bartın Üniversitesi'nin olumsuz görüşleri dikkate alınmadı.
İşin trajikomik tarafı; 8 Mayıs 2014 günü Amasra'da Unesco Dünya Mirası Geçici Miras Listesi'ne giren Amasra'nın, kalıcı miras listesine girmesi için bir çalıştay yapılıyordu.
Şu an şirkete ÇED raporundaki eksiklikleri tamamlaması için süre verildi. Siyasiler ve bürokratlar şirketin hukuksuz taleplerini bir bir yerine getirmekte sakınca görmüyorlar. Daha önce olumsuz sonuçlanmış ÇED başvurularının aksine bu sefer ÇED sürecinin olumlu sonuçlanacağı anlaşılıyor. Fakat, unutulmaması gereken bir şey var ki Bartın-Amasra halkı Amasra’ya bu kötülüğün yapılmasına asla izin vermeyecek. Şimdiye kadar yürüttüğü toplumsal ve hukuksal mücadeleyi artık daha da yoğun bir şekilde sürdürecek.